Hukuk ve Danışmanlık
KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS GENEL HACİZ YOLUYLA TAKİPTE ÖDEME EMRİNİN GÖNDERİLMESİ
GİRİŞ
Ticari hayat için büyük öneme sahip olan kambiyo senetleri ve emre muharrer senetlerin tahsili icra hukuku açısından, takibi özel bir önem arz etmektedir. İşte bu sebeple kambiyo senetleri için özel hükümler öngörülmüş olup, genel haciz yolundan farklı bir yasal takip sistemi benimsenmiştir. Genel haciz yolundan farklı olan bu yasal takip sistemi alacaklı için daha avantajlı hükümler barındırmaktadır. Gerçekten de olması gereken açısından ticari hayatta, ticari güven ile doğan ilişkilerde tacirlerin basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü altında bulunduğunu kabul eden hukuk sistemimiz açısından, kendilerinden sadır olan bu özel senetlerin özel bir takip sistemi ile takip edilmesi yerinde bir uygulamadır. Aynı zamanda kambiyo senetleri ve emre muharrer senetlerin ticaret kanununda yer aldığı için adi kişiler tarafından da keşide edilmesi sonucu değiştirmeyecek olup, onlar içinde icra iflas kanunundan kaynaklanan nedenlerle özel hükümlerle takip edilecektir.
Poliçe, emre muharrer senet(bono) ve çekten ibaret kambiyo senetleri, nakdi tediyede kolaylık ve zamandan tasarruf saglamaları, kredi ve ödeme vasıtası olmaları, sermaye birikimine ve yatırımına zemin hazırlamaları gibi hizmetlere zemin hazırlamaları gibi hizmetlerden ötürü bugün para gibi adeta elden ele dolaşmaktadır.
Kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takibin önemi hissettiren avantajlı düzenlemelerden bazı şunlardır:
-
Genel haciz yoluna göre itiraz süreleri farklıdır.
-
Eğer alacak rehinle teminat altına alınmış ve alacak bir kambiyo senedine de dayanıyorsa, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yolunu seçmeden kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takip yapılabilir. Genel haciz yolu ile takipte bu mümkün değildir[2].
-
Alacağı kambiyo senedine dayanan alacaklı genel haciz yolu ile takip yapabileceği ilamsız icra yolu ile de takip yapabilir.
-
Genel haciz yolu ile takipten farklı olarak itiraz makamları ayrı olup, borçlu itiraz sebepleri ile bağlıdır.
-
Gene haciz yolu ile takipte itiraz takibi durdururken kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takipte itiraz kural olarak icra takibini durdurmaz.
Bu şekilde önem arz eden hükümlere sahip olan kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin gönderilmesi hususunu bu çalışmamızda inceleyeceğiz.
I. KAMBİYO VE EMRE MUHARRER SENETLERDE GENEL HACİZ YOLU İLE TAKİBİN BAŞLATILMASI
Elinde kambiyo senedi (Çek veya Poliçe) veya emre muharrer (Bono) senet bulunan alacaklı(lehdar), borçludan alacağını tahsil etmek istediği takdirde, elindeki kıymetli evrakı senet borçlusuna sunarak tahsil edebileceği gibi banka aracılığı ile tahsil edebilir. Ancak senet borçlusu bu yollarla kendisine başvuran alacaklıya karşı senetten doğan borcu ödemekten imtina ederse, alacaklı dilerse genel haciz yoluyla takip yapabilir veya kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla da takip yapabilecektir.
Alacaklı için daha lehe olan hükümler içeren kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla takip başlatmak isteyen lehdar, İİK.m.167 hükmüne göre takip talebi düzenlenmesi için icra müdürüne sözlü veya yazılı olarak başvuracaktır. İcra müdürü sözlü olan talebi tutanağa geçirerek İİK.m.167 hükmü uyarınca takip talebi düzenleyecektir. Takip talebinin içeriği İİK.m.167’nin göndermesiyle İİK.m.58’deki hususları içermelidir. Bu hususlar ise şunlardır:
1-Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, vergi kimlik numarası şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye'de göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır);
2-Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası şöhret ve yerleşim yeri; Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, şöhret ve yerleşim yerleri;
3-Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4-Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5-Takip yollarından hangisinin seçildiği.
Bu aşamadan sonra takip talebini alan icra müdürü, İİK.m.168/I’e göre “senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir”. Bu durumda icra memurunun yapacağı ilk iş senedin kambiyo senedi niteliğini taşıyıp taşımadığı daha sonra ise senedin vadesinin gelip gelmediğini incelemektir. Eğer borçlu senedin kambiyo senedi niteliği vasfını taşımadığını düşünüyorsa İİK.m.170/a hükmünün İİK.m.168/III’e göndermesiyle alacaklının takip hakkı olmadığı sebebiyle icra memurunun düzenlemiş olduğu ödeme emrinin iptalini isteyebilir. Ancak bu konuda bir görüşe göre: icra müdürü, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus takip yapma yetkisinin bulunmadığı (mesela ibraz edilen senedin kambiyo senedi olmadığı) kanısına varınca, alacaklının takip talebini tamamen reddetmemeli, bu takip talebini genel haciz yolu mahsus bir takip talebi olarak kabul edip, borçluya genel haciz yoluna ait bir ödeme emri göndermelidir. Çünkü alacaklının böyle bir senetle genel haciz yolu ile takip yapma yetkisi vardır. Ancak bu görüşe katılmakla birlikte kanaatimce icra müdürü alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapıp yapmayacağını sormalı ve bu hususu bir tutanağa geçirerek alacaklıya imzalatmalıdır. Şimdi kambiyo senedi ve emre muharrer senetlerin senet olma vasfını kazandıran nitelikleri inceleyelim
II-KAMBİYO SENETLERİ VE EMRE MUHARRER SENETLERİN NİTELİĞİ
Devir imkânı bakımından elden ele dolaşan bu senetler, düzenlemeleri ve tedavülüne karışanlar yönünden özellik arz eden bir takım çoğunluğu şekli özel kurallara bağlanmıştır. Kambiyo senetleri ve emre muharrer senetler gerek illetten yoksun olmaları gerekse devir şekilleri açısından kural olarak özel şekillere bağlı olmaları icra hukuku açısından da önem arz etmektedir. Zira bu sebeplerde usulsüzlük ya şikayet ya da borca veya imzaya itiraz sebebi olarak karşımıza çıkacaktır.
Keşidecinin, muhataba poliçede gösterilen lehtar veya emrine, gösterilen vadede belirli bir meblağı ödeme emrini, kanunun aradığı şekil şartlarına da uymak şartıyla verdiği kambiyo senedine; poliçe denir. Poliçe üç taraflı ilişkiyi düzenleyen bir kambiyo senedidir.
Çek, bir bankaya hitaben yazılmış ve TTK da belirtilen hükümlere göre düzenlenmiş, ödeme emri niteliğinde olan kıymetli bir evraktır. Çek de üç taraf bulunur: Çeki düzenleyen kişiye keşideci, çeki ödeyecek olan kişiye muhatap, çeki elinde bulunduran alacaklıya ise lehtar denir. Çekte muhatap, bizim hukukumuz açısından daima bir bankadır.
Borçlusu tarafından imzalanarak alacaklıya verilen ve belli bir paranın, belli bir süre sonra ödeneceğini bildiren ticari belgeye bono (emre muharrer senet) denir. Bonodaki alacak sebebe bağlı olmayıp, sebepten soyuttur. Bu yüzden bono ile borçlanan kişinin borcu asıl alacaktan bağımsızdır. Bonoda, tanzim eden kişi keşideci olup, keşideci bononun altını imzalamakla borç altına giren kişidir. Keşidecinin bonoyu imzalayıp, teslim ettiği kişiye ise muhatap denir. Muhatap bonodaki ilişkinin alacaklısı konumundadır. Muhatap senedi çeşitli şekillerde cirolayarak başkasına devredebilir. Ciro ile senedi teslim alan kişiye ise ciranta denir. Eğer usulüne uygun bir ciro ve ciro silsilesi varsa senedi elinde bulunduran ciranta senetteki hakkın alacaklısı konumundadır.
Kıymetli evrak niteliğinde bir senet olan bono, çek ve poliçe özel şekil şartlarına tabidir. Kambiyo senetlerindeki şekil şartları sırasıyla 6102 sayılı yeni TTK.m.671(Poliçe) TTTK.m.776(Bono) ve TTK.m.780(Çek)’de düzenlenmiştir. Bu şartlar şunlardır:
A. Senet Metninde Bono, Emre Muharrer Senet, Çek ve Poliçe Sözcüğü:
Poliçe kelimesinin mutlaka senet metni içerisinde yer alması zorunludur. Poliçe kelimesinin eksik olması halinde, diğer şartların mevcut olması durumunda, senet emre yazılı havale haline dönüşecektir. Lakin TTK.m.671/I-a’da “Senet metninde “poliçe” kelimesini, senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimeyi” içermelidir.
Bonoda şekil şartını yerine getirmek için ister "Emre Muharrer Senet", ister "Bono" kelimeleri kullanılır, her ikisi de yasal terimlerdir. Bono Türkçeden başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono karşılığında kullanılan sözcük olmalıdır. Senet üzerinde “Bono” veya “Emre Muharrer Senet” ifadesinin yazılması zorunlu şekil şartıdır. Düzenlenen senet, diğer tüm şekil şartlarını içermesine rağmen senet üzerinde “bono” (“emre muharrer senet”, “emre yazılı senet”) sözcüğü bulunmuyorsa veya senet üzerinde “emre muharrer” sözcüğü çizilmişse söz konusu senet bono niteliğini taşımayacak ve “emre yazılı ödeme vaadi” sayılacaktır. Bu tür senetler “bono hükmünde” sayılırsa da, İİK.m.167 vd. hükümleri bunlar hakkında uygulanmayacaktır.
Bir çekin geçerli olabilmesi için mutlaka “Çek” kelimesinin bulunması gerekir. Eğer çek Türkçe’den başka bir dilde yazılmış ise o dilde çek karşılığı olarak kullanılan kelime bulunmalıdır. Nitekim TTK.m.780’de çek ibaresinin bulunmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
B. Kayıtsız ve Şartsız Belirli Bir Bedel Ödeme Vaadi:
Poliçe için TTK.m.671’de “, bonoda ise TTK.m.776’da ve çekte ise TTK.m.780 diyerek kambiyo senetlerinde ortak şekil şartıdır[2]. Ödeme vaadinin belli bir tutara (para borcuna) ilişkin olması gerekir. Aynı senet üzerinde, senet bedelinin hem yazı hem de rakamla gösterilmesi halinde, iki tutar arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen geçerlidir. Ancak senedin ön yüzünde veya arkasında vb. açıklamalar senedin niteliğini etkilemeyecektir.
C. Vade:
Vade esaslı bir şekil şartı değildir. Vade hem poliçe hem de bono için zorunlu bir unsur değildir. Hem bono da hem de poliçe de vade şekli gösterilmemişse, o senet görüldüğünde ödenir(TTK.m.672,778). Bunun yanı sıra çeklerde ise vade olmadığı için çekin varlığı için zorunlu bir unsur değildir. Çek kural olarak görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt (vade) yazılmamış hükmündedir. Vade tarihi, tanzim tarihinden önce olan senet ise kambiyo senedi niteliği taşımamaktadır. Çekte birden fazla vadenin bulunması çekin vasfını etkilemez.
Vade tarihi olarak imkansız bir tarih örneğin; yazılmışsa, bu durum senedin bono olma niteliğine etki eder mi? Yargıtay’ımız haklı olarak belirterek, -yani; bu örnekte, vade tarihinin olarak algılanması gerekeceğini belirtmiştir.
Hukukumuzda kambiyo senetleri için dört türlü vade bulunmaktadır. Bunlar:
1-Belirli Günde Vade
Belli bir takvim tarihi gösteren vadedir. Örneğin 15 Şubat 2009 gibi. Vade tarihi bonoda, “belli bir günde ödenecek” şeklinde ifade edilmek isteniyorsa; gün, ay ve yılın kesin olarak belirtilmesi gerekir. Burada gün ay ve yılın başkaca anlaşılmaya mahal bırakmayacak şekilde yazılması halinde geçerliliğini koruyacaktır.
2-Keşide Tarihinden Belirli Bir Süre Sonra Vade:
Düzenlenmesinden 60 gün sonra" veya "keşide tarihinden 91 gün sonra" gibi vadeler bu guruba girer. Bu tür vade, poliçenin düzenlenmesinden belli bir süre sonra gerçekleşmekte ve düzenleme tarihine göre belirlenmektedir. Sürenin hesaplanmasında, sürenin başladığı gün (Poliçenin düzenlendiği gün) hesaba katılmaz(TTK.m.703), (TTT.m.777).
3-Görüldüğünde Ödenecek Vade:
Poliçeye vade konmamışsa görüldüğünde vadeli olduğu kabul edilir. "Görüldüğünde" vadeli olan veya görüldüğünde vadeli sayılan kambiyo senedi, muhataba ibrazında ödenmesi gerekir. Bonoda herhangi bir vade kaydı bulunmamakta ise, yani bononun vadesi yazılmamışsa, “görüldüğünde” ödenmek üzere düzenlenmiş kabul edilir. Böyle bir bononun keşide tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmesi gerekir. Eğer hamil, elindeki bonoyu bu süre içinde keşideciye ödenmek üzere ibraz etmez ve ödememe protestosu keşide etmez ise, keşideci dışında bonoya imza atmış olan diğer kişilere (cirantalara, avalistlere) karşı müracaat hakkını yitirir.
4-Görüldüğünden Belli Bir Süre Sonra Vade:
Poliçeye "görüldüğünden 61 gün sonra" gibi bir vade de konulabilir. Bu takdirde de, poliçenin vadesi, belirgin değildir. Bonoda vade konusuna ilişkin olduğu halde, poliçeye nazaran fark arz eden yegane husus “görüldükten belli süre sonra ödenmesi şart olan bonolarda”, vadenin, “senedi tanzim edenin” bono üzerine yazacağı tarihli ve imzalı bir “görülmüştür” kaydından itibaren işlemeye başlayacak olmasıdır. Bu husus poliçede muhatapça yerine getirilir. Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenmesi şart olan bonoların, tanzim edene tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde getirilmesi gerekir. Tanzim eden, bononun kendisine (görülmek üzere) ibraz olunduğunu, gününü işaret etmek suretiyle teyit etmekten kaçınırsa, durumun bir protesto ile tespiti icap eder[2].
Bu tür vade “görüldüğünden 61, 91 gün sonra” sözcüklerinin bonoya yazılmasıyla ifade edilir. Bu tip bonolarda vadenin belirlenebilmesi için ibraz süresi içinde bononun tanzim edene ibrazı ve bono üzerine yazacağı imzalı ve tarihli “görülmüştür” kaydının alınması gerekir. İbraz süresi tanzim tarihinden itibaren bir yıldır.
D. Kime ve Kimin Emrine Ödenecekse Onun Ad ve Soyadı:
Poliçe kime veya kimin emrine ödenecekse onun ismi poliçede yer almalıdır. Poliçede lehtarın isminin gösterilmesi zorunludur (TTK.m.671/I-f). Çünkü poliçe hamiline
yazılı düzenlenemez. Bonoda lehdarın (alacaklı) adı ve soyadı, tüzel kişi ise ticaret ünvanı yazımalıdır. Çünkü bono hamiline düzenlenemez (TTK.m.776/I-e). Buna karşılık çeklerde ise yetkili hamilin gösterilmesi zorunlu değildir.Zira TTK.m.785/III’de, Diyerek çekte lehdarın gösterilmesinin zorunlu olmadığı hususunu belirtmektedir. Buna karşılık çeki tahsil etmek isteyen yetkili hamilin takip talebi ve ödeme emrinde belirtilmesi zorunludur (İİK.167). Bu husus borçlu için alacaklının belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. İcra mahkemesi sadece takip konusu olan kambiyo senedine bakarak yetkili hamili belirleyebilir. Alacaklının belirlenmesinde ise sadece ciro silsilesine bakarak gerçekten yetkili hamil olması yeterli olup, onun alacaklı olmasında haklı olup olmaması önem taşımamaktadır.
Senette olarak ismi belirtilen “ya da “isminin kısaltılarak ifade edilmesi yeterli midir yoksa ünvanın tam (noksansız) olarak belirtilmiş olması zorunlu mudur? Yüksek Mahkeme
lehtarın isim ya da ticaret ünvanının kural olarak tam bir şekilde senette yazılı olmasının gerektiğini, ancak ‘lehtar’ hanesine kısaltılmış ünvanı yazılı olan firma ya da tüzel kişinin, bu sıfatının ciro şerhinden anlaşılması durumunda, senedin firma ve tüzel kişi adına düzenlendiğinin kabulü gerekeceğini” belirtmektedir.
E. Düzenleme ve Ödeme Yeri:
Poliçede ödeme yeri, eksikliği kanunca giderilmiş bir şart olup, ödeme yeri belirtilmemişse muhatabın adının soyadının yanındaki yer ödeme yeri olarak kabul edilmiştir. Senet üzerinde ödeme yeri yoksa düzenleme yeri ödeme yeri sayılır(TTK.m.671/I-e,g ve TTK.m.672/IV). Düzenleme yeri de yoksa keşidecinin adının yanında ki yer düzenleme dolayısı ile ödeme yeri sayılır. Bu da senette yazılı değilse senet bono hükmünde değildir(TTK.m.77./f,g ve TTK.m.777/IV). Kambiyo senetlerinde ödeme ve düzenleme yeri alternatif zorunlu unsur konumundadır. Eğer çekte açıklık yoksa muhatabın ticaret ünvanının yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılır. Muhatabın ticaret ünvanın yanında birde fazla yer gösterildiği takdirde, çek ilk gösterilen yerde ödenir. Böyle bir açıklık ve başka kayıt da yoksa, çek muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödenir. Görüldüğü gibi çeklerde ödeme yeri olarak mutlaka bir yer belirtilecektir. Buna karşılık düzenlenme yeri gösterilmemiş ise, düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacaktır (TTK.m.781).
F. Senedin Tanzim Edildiği Gün ve Tarih:
Poliçede Keşide tarihi mutlaka olmalıdır. Aksi halde geçersizdir. Bonoda tanzim tarihi esaslı şekil şartlarındandır. Eğer senette düzenlenme tarihi yoksa senet bono niteliği kazanamaz. Çek üzerinde yazılı tarih ile gerçek keşide günü birbirine uymuyorsa, çek üzerinde yazılı bulunan tarih dikkate alınır. Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz edilen çek (İleri tarihli çek), ibraz günü ödenir. Düzenleme tarihi gün, ay, yıl olarak atılması gereklidir.
G. Senedi Tanzim Edenin (Düzenleyenin) İmzası:
Poliçede keşidecinin imzası temel şekil şartıdır. Keşideci imzasıyla poliçenin muhatap tarafından kabul edileceğini ve ödeneceğini yüklenmiş olur. Bono üzerinde asıl borçlunun imzası olması gerekir. Ayrıca borçlunun imzasının yanında ad ve soyadının da olması gerekir. Ancak borçlunun sadece imzasının olması senedin geçerli olması için yeterlidir. Bononun altında borçlunun imzası yoksa veya imza sahte ise, böyle bir belge bono sayılmaz. İmza, kişinin kimliğini, hüviyetini gösteren bir belgedir. Çeki düzenleyene (Keşideci) çek amiri de denir. Çeki, bankada hesabı bulunan ve yetkili olan kişi imzalayabilir. İmza yerine, parmak izi geçerli olmadığı gibi mühür de kullanılamaz. Söz konusu imzalar keşideci tarafından bizzat kendi elleriyle imzalamış olmaları gerekir.
Senette birden fazla borçlu bulunup da, bunlardan bir kısmı senedi imzalamış bir kısmı ise “mühür” ya da “parmak izi” kullanmışsa, bu senet el yazısı ile senedi imzalamış olanlar bakımından, imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği kambiyo senedi niteliğini koruyacaktır. Mühür veya parmak izini kullananlar için geçerli sayılmayacaktır.
Senet üzerinde bu niteliklerin bulunmadığı takdirde borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesinden takibin iptalini isteyecektir.Bu durumda takip iptal edilirse alacaklı bir daha kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başvuramayacaktır. Ancak genel haciz yolu ile takip açmasına herhangi bir engel yoktur.
III-ÖDEME EMRİNİN DÜZENLENMESİ
Yukarıdaki şartları sağlayan bir kambiyo senedini veya emre muharrer senedi alan icra memuru borçluya karşı bir ödeme emri gönderir. Söz konusu ödeme emrini göndermeden önce alacaklı elindeki kambiyo senedinin aslını icra müdürüne ibraz etmek zorundadır. Aksi takdirde borçlu İİK.m.168/3 hükmünce icra mahkemesine şikayet yoluna başvurma hakkına sahiptir. Kambiyo senedinin ihtiva ettiği hak tedavül kabiliyetine haizdir. Bu vasfı dolayısıyladır ki, takibe mesnet senedin icra dairesine verilmesi zorunludur. Zira, senedin hem cebri icraya konulması hem de alacaklı elinde kalarak tedavül etmeye devam etmesi tasavvur olunamaz.
İcra memuru ödeme emri ile birlikte takip talebini ve kambiyo senedi veya emre muharrer senedin aslı gibidir sureti ile birlikte borçluya tebliğe çıkarmalıdır. Aksi halde borçlu icra müdürü tarafından yapılan ödeme emrinin tebliği işlemi iptal edilecektir.
Kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla ilamsız haciz yolu ile takip arasındaki farklardan bir tanesi, ödeme emrinin tebliğe çıkarılması için icra memuruna verilen süredir. İcra müdürüne genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin düzenlenmesi için “üç gün” süre verilmişken, kambiyo senetlerine mahsus takipte ise ödeme emri “hemen” tebliğe çıkarılmalıdır.
A. Ödeme Emrinde Yer Alan Kayıtlar
Ödeme emrinde yer alan kayıtlar genel haciz yolu ile takipte yer alan kayıtlardan farklıdır. Bu kayıtlar İİK.m.168’de düzenlenmiştir. Bunlar şunlardır:
1. Takip Talebinde Yer Alan Kayıtlar
Takip talebinin içeriği İİK.m.167’nin göndermesiyle İİK.m.58’deki hususları içermelidir. Bu hususlar ise şunlardır:
-
Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, vergi kimlik numarası şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye'de göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır);
-
Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası şöhret ve yerleşim yeri; Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, şöhret ve yerleşim yerleri;
-
Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
-
Senet ve tarihi;
-
Bir terekeye karşı yapılan takiplerde mirasçıların adları, soyadları ve yerleşim yeri adresleri.
2. Borcun ve Takip Masraflarının 10 Gün içinde Ödenmesi İhtarı
Bu husus aynı zamanda borçluyu temerrüde düşürecek ihtar hükmündedir. Yani ödeme emrinde yer alan bu kayıttan dolayı borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren temerrüt faizi işlemeye başlayacaktır. Aynı zamanda bu durum ödeme emrinin tebliğinin yasal sonucudur. 2.7.2012 tarihli ve 6352 sayılı yasanın 33. maddesi gereğince ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarı da yapılması zaruridir.
Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren beş gün içinde ödeme emrine itiraz etmezse (ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlayan) on günlük ödeme süresi içinde borcu ödemek zorundadır. Aksi takdirde alacaklı, itiraz edilmemesi nedeni ile kesinleşmiş bulunan icra takibine dayanarak borçlunun mallarının haczini isteyebilir.
3. Takip Dayanağı Olan Senet Kambiyo Senedi Niteliğinde Değilse, Borçlunun Beş Gün İçinde İcra Mahkemesine şikayet Etmesi Gerektiği
İİK.m.168’deki kayıtların tamamının içermeyen ödeme emri geçerli değildir. Ancak ödeme emri eksik düzenlenmiş olduğu halde borçlu, İİK.m.16 kapsamında şikayet yoluna başvurursa ödeme emri geçerli sayılacaktır. Ödeme emrine, takibin dayanağı olan senedin alacaklı tarafından verilmiş tasdikli örneği, gerekiyorsa protesto tebliğ varakasının örneği eklenir. Fakat bu örneklerin eklenmemiş olması başlı başına ödeme emrinin iptalini gerektirmez.Yargıtay İcra ve İflas Dairesinin 15.11.1966 tarih ve 13009-13048 sayılı içtihadı ile teyit olunduğu şekilde, alacak kambiyo senedine dayansa bile, alacaklı ilamsız haciz yolu ile takip yapılmasını isteyebilir. Alacaklı bu usulü seçmiş ise, artık o takip sırasında İİK.m.167 vd. hükümlerinin uygulanması caiz değildir[1].
Borçlu, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurma hakkının bulunmadığı iddiasında ise, bu iddiasını, beş gün[2] içinde icra mahkemesine şikayet yolu ile bildirebilir. Bu süre hak düşürücü süredir[3]. Şikâyet kendiliğinden icrayı durdurmaz. Fakat icra mahkemesi şikâyet üzerine icranın durdurulması kararı verebilir[4]. Şikâyeti icra mahkemesi kural olarak dosya üzerinden inceler. İstisnaen duruşmalıda inceleyerek karar verebilir[5].
4. İmzaya İtiraz
Borçlu, takibin dayanağı olan kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise, borçlunun bunu beş gün içinde ayrıca ve açıkça bir dilekçe ile icramahkemesine bildirmesi gereklidir. Aksi halde kambiyo senedinin altındaki imzanın kendisinden sadır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkar ederse sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edileceği ve icra mahkemesinden itirazın durdurulmasına dair bir karar getirilmediği takdirde cebri icraya devam edileceği ve ayrıca takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedileceği ihtarı yapılır(İİK.m.168/IV ve 170/III).
5. Borca İtiraz
Ödeme emri gönderilen borçluya, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile iddia ve savunmalarını bildirerek borca itiraz edebileceğini ve merciden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı yapılır(İİK.m.168/V). Buradaki itiraz satıştan başka hiçbir icra işleminin icrasını durdurmaz(İİK.m.169, 169/a). Söz konusu itirazı icra mahkemesi duruşmalı olarak incelemek zorundadır.
6. Mal Beyanı
Borçlu tarafından İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde İİK.m.74, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde İİK.m.75’e göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı yapılır(İİK.m.168/VI). Yargıtay’ın bir kararında ise itiraz etmiş olmak mal beyanında bulunma süresine etki etmeyecektir. Zira kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte itiraz icra takibini durdurmayacağı gerekçesi ile itiraz mal beyanında bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı yönünde görüş bildirmiştir. Daha sonra Yargıtay bu görüşünden dönerek ödeme emrine itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılmasından itibaren 3 gün içinde mal beyanında bulunması gerektiği şeklinde görüş değiştirmiştir.
SONUÇ
Gerek Türk ticaret hukukunun gerekse icra iflas hukukunda, kıymetli evrak sınıfı içerisinde yer alan kambiyo senetlerinin yerinin farklı olduğu ortadır. Zira icra iflas hukuku açısından kambiyo senetleri ve emre muharrer senetlerin takibinde ayrı bir usul benimsenmiş olması bunun en iyi göstergesidir.
Genel haciz yolu icra takibi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip karşılaştırıldığında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin avantajlı hüküm ve sonuçları bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
-
Genel haciz yolu ile takipte alacaklının alacağı bir paranın ödenmesine ya da teminat alacağına ilişkin iken; kambiyo senetlerine mahsus hacizde ise kambiyo senedinde belirtilen alacağa ilişkindir. Bu da bir para alacağı veya teminat alacağı olacaktır.
-
Genel haciz yolunda alacaklı takibi başlatmak için herhangi bir belgeye ihtiyacı yokken; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda ise alacaklının alacağı kambiyo senedi vasfını taşıyan çek, bono ve poliçeye dayanmış olması gerekir.
-
Genel haciz yolu ile takipte borçluya yedi gün içinde borcunu ifa etmesi ihtaratı yapılırken; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ise on gün içinde ödenmesi gerektiği ihtaratı yapılmaktadır.
-
Genel haciz yolu ile takipte borçlu, borçlu olmadığı iddiasında ise yedi gün içinde icra dairesine itiraz etmelidir. Buradaki süre hak düşürücü süredir. Ancak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ise borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine itiraz etmelidir.
-
Genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itiraz cebri icrayı durdururken, kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takipte ise itiraz cebri icrayı durdurmaz. Burada satıştan başka tüm icra işlemleri devam eder.
-
Genel haciz yolundan farklı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda takibin dayanağı olan kambiyo senedinin niteliği ve alacağın vadesinin gelip gelmemiş olması hususunda borçlu beş gün içinde icra mahkemesine şikayet yoluna gidebilecektir.
-
Gerek genel haciz yolu ile gerekse kambiyo senetlerinde borçlu itiraz sebepleri ile bağlıdır. Ancak farklı olarak genel haciz yolu ile takipte borçlu itiraz sebeplerini bildirmek zorunda değilken kambiyo senetlerine mahsus takipte ise borçlu itiraz sebeplerini bildirmek zorundadır.
Söz konusu bu farklılıklar elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı için lehe hükümler teşkil etmektedir.
Bunun yanında ödeme emrinin borçluya tebliği 7201 sayılı Tebligat Kanunu çerçevesinde yapılacaktır. Tebligatın usulüne uygun yapılmış olması, borçlu hakkında haciz işleminin başlatılması için ayrıca bir öneme sahiptir. Usulüne göre yapılamamış tebligattan dolayı ödeme emrinin iptali söz konusu olabilecektir
Bundan sonra icra takibine şekil verecek şey borçlunun davranışıdır. Başka bir deyişle borçlu icra takibine itiraz edebilir ya da icra takibine itiraz etmeyip takip devam edebilir. Ancak itiraz edip icranın durdurulması kararı alması da mümkündür.
Kambiyo senedinin ticari hayattaki öneminin icra hukukuna yansımasını, özellikle (örnek 163) kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrinin önemini ve sonuçları Yargıtay kararları ışığı altında incelenmiştir.
Mersin Avukat Recep Sarıkurt Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak başta Mersin ve Adana olmak üzere Türkiye'nin her yerine hukuki hizmet vermekteyiz. Tüm icra işlemlerinizi profesyonel bir ekip ve deneyimli hukukçularımızla icra etmekteyiz. Avukat Recep Sarıkurt olarak siz değerli müvekkilerin icra, takip, ilamlı takip , ilamsız takip olmak üzere her türlü işleminizi yapmaktayız.