top of page

Hukuk ve Danışmanlık

  • Instagram

BOŞANMA DAVASI VE FER'İLERİ

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Uyarınca Boşanma Davaları iki ana bölüm olarak düzenlenmiştir. Özel boşanma sebepleri ve Mutlak boşanma sebepleri.

1-ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ

1. Zina Sebebine dayalı TMK.Md.161

2. Pek Kötü Davranış, hayata Kast, Onur Kırıcı Davranış.TMK. Md.162

3. Suç İşleme. Haysiyetsiz hayatsürme. TMK. Md.163

4. Terk TMK.Md.164.

5. Akıl Hastalığı TMK.Md.165

 

2-MUTLAK BOŞANMA SEBEPLERİ

2-1-Zina

2-2-Hayata Kast

2-3-Pek kötü veya onur kırıcı davranış

2-4-Terk

2-5-Anlaşmalı Boşanma. TMK. Md. f. III

2-6-Eylemli Ayrılık TMK. Md. f. IV

1. I. Zina nedenine dayalı boşanma davası: MK. Md.161 

I. Zina

MADDE 161

Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur (Y2HD.28/12/2021.E,2021/1886, K.2021/23841)

Ortak konutta bir başka erkekle yakalanmış olma zina sebebine göre boşanma davasının kabulünü gerektirir. (Y2HD21/04/2015E2015/7518K2015/8189)

*Zina sebebine dayalı boşanma sebebine göre açılan dava da zina ispatlanmış olmalıdır. (Y2HD.05/12/2011.E,2011/20768, K.2011/20826)

*Geceyi bir başka erkeğin evinde geçirme zinanın varlığı için yeterlidir. .(Y2HD.29/04/2010.E,2010/5442,K.2010/7658)

*Davalı eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranasıları güven sarsıcı davranış aşamasında kalmışsa zina nedenine dayalı boşanma kararı verilemez. (Y2HD.22/09/2010.E,2011/11701, K.2011/13781)

Zina sebebi mutlak boşanma sebebi oluşturduğundan davalı tam kusurlu sayılır. (Y2HD.23/11/2011.E,2010/18264, K.2011/19492)

Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir. Türk Ceza Kanunu’nda zinanın suç olmaktan çıkarılmış olması, boşanma davasının açılması önünde engel değildir. Hukuk sistemimizde her konu tabi olduğu kanuna göre kararlaştırılmaktadır. Zina iddiası her tür delille kanıtlanabilir. Zina iddiası kötüye kullanılmaya müsait bir iddiadır. İddianın boşanma ile sonuçlanması halinde yaratacağı sonuçlarda Cana kast ve pek fena muamele davası ile birlikte diğer boşanma davalarından ayrı olarak, bazı olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir.

Zinada diğer eşinde kusuru yoksa zina eden eş nafaka, maddi tazminat, manevi tazminatı ekonomik gücüne göre öder. Ayrıca Mal rejimine bağlı davalarda Yargıç zina eden eşin payında adil bir indirime gidebilir. TMK: Md.236

Zina nedenine dayalı boşanma davasında dava açma süresi ve Hak düşürücü Süre Nedir ?

Zinayı öğrenen eşin dava açma süresi, zinayı öğrendiği tarihten başlayarak altı ay ve zina olayının üzerinden beş yıldır. Beş yılın sonunda zinayı yeni öğrenen eşin dava hakkı hak düşürücü süre nedeni ile ortadan kalkmaktadır. Bu sürede zina nedenine dava açmayan eşin, bu sebebe dayanarak, dava açma hakkı düşecektir. Zina nedenine dayalı dava açma hakkını kullanmayan davacının diğer sebeplerin varlığı ve zinaya dayalı sebeple evlilik birliği sarsılmış ise bu sebebe ve başka sebeplerin varlığı halinde diğer sebeplerin düzenlendiği diğer yasa maddelerine dayanarak boşanma davası açılabilir.

Zina sebebine dayalı dava özel sebep davasıdır. Zinanın yanında Evlilik birliğinin Temelinden sarsılması sebebi de gösterilmişse, öncelikle zina sebebine dayalı inceleme yapılmalı ve bu konuda kanıt varsa başka bir sebep bakılmaksızın davanın Zina sebebine dayalı olarak boşanma kararına varmak gereklidir. Bu konuda Yargıtay 2.Hukuk dairesinin şu kararı mevcuttur. T.C.YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ. 2014/14222K. 2014/14938T. 30.06.2014

II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış

MADDE 162

Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Mutlak boşanma sebeplerindendir. Aynı zamanda özel boşanma sebebidir.

Bu sebebe dayalı olarak açılan davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine göre boşanma kararı verilemez. (Y2HD.04/04/2011.E,2010/5178, K.2011/5973)

Ceza davası hakkında verilecek hüküm boşanma davasının sonucunu etkileyeceği için sonucu beklenmelidir. (Y2HD.19/10/2011.E,2010/13696, K.2011/16296)

Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için her türlü onur kırıcı davranış değil ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir. (Y2HD.08/07/2010.E,2010/10334, K.2010/13767)

III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme

MADDE 163

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Davalı cinsel tacizde bulunma suçu işlemişse diğer eş küçük düşürücü bir suç nedeniyle boşanma davası açabilir. (Y2HD.19/03/2015.E,2014/20560, K.2015/4947)

Uyuşturucu ticareti yapan, adam öldürme suçunu işleyen eşe karşı diğer eş boşanma davası açabilir. (Y2HD.10/06/2010.E,2009/10161, K.2010/11493)

(Adam öldürme) (Y2HD.23/02/2010.E,2009/1300, K.2010/3299)

(Uyuşturucu Ticareti)

Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürmesi halinde diğer eş isterse evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilir. (Y2HD.13/11/2014.E,2014/11538 K.2014/22519) 

IV. Terk

MADDE 164

Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. 

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

Eşini terke zorlayan eş terk sebebiyle boşanma davası açamaz. . (Y2HD.02/07/2015.E,2015/4192, K.2015/14194)

V. Akıl hastalığı

MADDE 165

Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

Islahla dava Hukuki sebebi değiştirilerek akıl hastalığı sebebiyle boşanma talep edilmişse bu yönde hüküm kurulmalıdır. . (Y2HD.23/01/2012.E,2011/3079, K.2012/950)

Davalı eşin akıl hastası olduğu tesbit edilmişse vasi tayini için Sulh Hukuk Mahkemesine bildirimde bulunulmalıdır. . (Y2HD.30/09/2010.E,2010/14929, K.2010/15716)

Boşanma davası ıslah edilerek Mutlak Butlan sebebiyle evlenmenin iptali davasına dönüştürülebilir. (Y2HD.15/12/2011.E,2010/19886, K.2011/22204)

Davalının akıl hastalığının davacı eş için müşterek hayatı çekilmez hale getirdiği kanıtlanmamışsa davanın reddi gerekir. (Y2HD.29/04/2010.E,2009/5912 K.2010/8623)

VI. Evlilik birliğinin sarsılması

MADDE 166

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.

En ufak tartışmada evliliğin bittiğini söylemek boşanma sebebedir. (Y2HD.21/10/2015.E,2015/17671, K.2015/18956)

Eşiyle birlikte olmaktan kaçınma duygusal şiddet oluşturmakla boşanma sebebidir. (Y2HD.29/09/2011.E,2010/12626, K.2011/14418)

Eşinin ailesine hakaret etmek duygusal şiddet oluşturmakla boşanma sebebidir. (Y2HD.02/05/2011.E,2010/6917, K.2011/7448)

Kayınpedere hakaret, kayınvalideye tükürmek, hakaret, hastalığı olmadığı halde hasta olduğunu söylemek, Kart oğlunu başına çal, Ömer’e karı çok, eşini aşağılamak, eşe hakaret etmek, eşinden habersiz kürtaj girişiminde bulunmak, Hısımlıkla bağdaşmayacak şekilde ilgisiz davranmak, Yarım adam, yarım kadın, emekli olunca ayrılacağını söylemek, ailesi tarafından baba evine bırakılan eşini bir daha aramamak gibi davranışlar duygusal şiddet kapsamında boşanma sebebi sayılmaktadır. Bu tür sebeplerin tümü için Y2HD’sinin sayısız içtihadı bulunmaktadır. Bu örnekleri çoğaltmak da mümkündür. Her dosyayı, her olayı kendi mecrası içinde yasanın düzenlemesine ve gerekçesine uygun bir biçimde düşünerek sonuca bağlamak gerekmektedir.

Anlaşmalı boşanma davasında kişisel ilişki tesisi hâkimin takdirine bırakılamaz. Hâkimin kişisel ilişki düzenlemesini taraflara okuyup anlaşmaları halinde hüküm kurulmalıdır. (Y2HD.19/01/2012.E,2011/1637, K.2012/629)

Anlaşmalı boşanma koşulları gerçekleşmemişse taraflar arasında düzenlenen protokole atıf yapılarak hüküm kurulamaz. (Y2HD.29/12/2011.E,2011/2327, K.2011/24203)

Boşanma protokolüne dayanan tapu iptali ve tescil davalarında aile mahkemesi görevlidir. (Y2HD.06/11/2014.E,2014/14165, K.2014/21817)

Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için dava tarihi itibariyle bir yıllık sürenin dolması gerekir. (Y2HD.13/11/2014.E,2014/11460, K.2014/22216)

Taraflar tek bir konuda dahi anlaşamamışlarsa anlaşmalı boşanma kararı verilemez. (Y2HD.24/02/2011.E,2010/2776, K.2011/3216)

MADDE 167

Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.

 

II. Yetki

MADDE 168

Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

 

III. Geçici önlemler

MADDE 169

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve ocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.

 

C. Karar

I. Boşanma veya ayrılık

MADDE 170 Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.

II. Ayrılık süresi

MADDE 171

Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.

III. Ayrılık süresinin bitimi

MADDE 172

Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.

IV. Boşanan kadının kişisel durumu

MADDE 173

Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.

Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.

Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.

V. Boşanmada tazminat ve nafaka

1. Maddî ve manevî tazminat

MADDE 174

Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

2. Yoksulluk nafakası

MADDE 175

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi

MADDE 176

Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

NAFAKA

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) dair geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m.169).

O halde; Türk Medeni Kanunu’nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı-davalı kadın eş yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi kararlaştırılabilir.

Daha önce açık bir vazgeçme yoksa tedbir nafakasına “Dava tarihinden “itibaren hükmedilmesi gerekir. (Y2HD.30/05/2011.E,2010/8686, K.2011/9489)

Ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi gösterilmemişse dava tarihinden itibaren geçerli olarak verilmiş sayılır. (Y2HD.14/07/2011.E,2010/10664, K.2011/12234)

Akıl hastası olup geliri veya paraya çevrilebilir herhangi bir malı bulunmayan eş tedbir nafakası ödemekle yükümlü tutulamaz. (Y2HD.06/06/2011.E,2010/9293, K.2011/9777)

Geliri ve malvarlığı bulunmayan ve çalışarak hayatını kazanamayacak derecede “Malul olan eş” tedbir nafakası ile sorumlu tutulamaz. (Y2HD.19/04/2010.E,2009/6026, K.2010/7707)

Boşanma davası daha da genel olarak Aile Hukuku kapsamlı bir alan ve uzmanlık gerektirdiği için yapacağınız hata ve kaçıracağınız süreler hak kayıplarına uğramanıza sebep olabilir. Bu nedenle bu alanda uzman bir avukat ile anlaşmanız her zaman yararınıza olacaktır. Mersin Avukat Recep Sarıkurt Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak Türk Medeni Kanununa tabi her türlü işleminizde siz değerli müvekkillerin yanındayız. Gerekli özen ve titizlilikle vekalet görevini yerine getirmekte, siz değerli müvekkiller için azami hukuki yarar sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Mersin ve Adana başta olmak üzere gelişen teknoloji ile Türkiye’nin her yerine hukuki yardım sağlamaktayız.

bottom of page