Hukuk ve Danışmanlık
İDARE HUKUKUNDA TAM YARGI/İPTAL DAVALARI
Türk idare hukuku, devletin kamu hizmetlerini yürütmek için kurduğu idari teşkilatın işleyişi, idari yetkilerin kullanılması ve vatandaşlarla idare arasındaki ilişkilerin düzenlenmesiyle ilgili bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, devletin yönetim yetkilerini nasıl kullanacağı, bu yetkilerin sınırları ve vatandaşların bu süreçteki hakları üzerinde yoğunlaşır.
Türk idare hukukunun temel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. İdare ve Kamu Gücü
İdare, devletin kamu hizmetlerini yerine getiren organlarının toplamıdır. İdare, genel olarak yürütme organı olan hükümet ve bunun altındaki idari birimlerden oluşur. Türk idare hukuku, bu organların yetkilerini, sorumluluklarını ve faaliyetlerini düzenler.
2. İdari Yargı ve İdari Mahkemeler
İdari işlemlerle ilgili sorunların çözüme kavuşturulması için idari yargı mekanizması vardır. İdari mahkemeler, idarenin hukuk kurallarına uygunluğunu denetler. İdari yargı, devletin vatandaşlar üzerindeki gücünü sınırlayarak, hak ihlallerinin önüne geçmeye çalışır.
3. İdari İşlemler
İdare, çeşitli kamu hizmetlerini sunarken idari işlemler yapar. Bu işlemler, kanunlara ve yönetmeliklere dayanarak yapılan düzenlemelerdir. İdari işlemler, devletin hak ve yükümlülüklerini belirler, ancak bu işlemler bazen yanlış yapılabilir veya hatalı olabilir. Bu tür hatalı işlemler, idari yargı yoluyla denetlenebilir.
4. İdari Yetkiler ve Görevler
İdare, devletin belirli bir görevini yerine getirebilmek için çeşitli yetkilere sahiptir. Bu yetkiler, kanunlar veya anayasa ile belirlenmiş olup idare bu yetkileri kamu yararını gözeterek kullanmak zorundadır. İdarenin yetkileri sınırlandırılmıştır ve keyfi kullanımı yasaktır.
5. İdari Sözleşmeler
İdare, özel kişilerle de sözleşmeler yapabilir. Bu sözleşmeler, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde önemli rol oynar. İdari sözleşmeler, genellikle kamuya hizmet sunma amacı taşır ve bu sözleşmelerde idare, özel hukuk kişisi gibi hareket edebilir.
6. İdari Denetim
İdare faaliyetlerinin denetlenmesi, devletin etkinliği ve hukukun üstünlüğü açısından önemlidir. İdari denetim, kamu gücünün kötüye kullanılmasını engellemek için yapılan bir tür denetimdir. Kamu denetçileri, denetim birimleri ve yerel yönetimler bu denetimi gerçekleştirebilir.
7. Yerel Yönetimler
Yerel yönetimler, merkezi idare dışında yerel düzeyde hizmet veren idari birimlerdir. Türkiye’de yerel yönetimler, belediyeler, il özel idareleri gibi yapılardan oluşur. Bu yönetimlerin yetkileri, yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamak için belirli alanlarda faaliyet gösterecek şekilde sınırlıdır.
8. İdari Ceza Hukuku
İdare, bazı durumlarda idari para cezaları verebilir. Bu, özellikle kamu düzeninin sağlanması amacıyla yapılan bir uygulamadır. İdari cezalar, idari işlemler ile belirlenir ve bu cezaların uygulanması idarenin denetim yetkileri dâhilindedir.
9. Kamu Görevlileri
İdare, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde kamu görevlilerini kullanır. Kamu görevlilerinin hakları, görevleri, atamaları ve çalışma koşulları, idare hukukunun önemli bir konusudur. Kamu görevlilerinin denetimi ve disiplin işlemleri de bu hukuk dalı ile ilgilidir.
Türk idare hukuku, anayasal temele dayalı bir düzen içinde idarenin ve kamu hizmetlerinin nasıl işlemesi gerektiğini belirler. Bu hukuk dalı, vatandaşların devletle olan ilişkilerini düzenleyerek toplumsal düzenin sağlanmasına yardımcı olur.
Türk idare hukukunda tam yargı davaları ve iptal davaları olmak üzere iki temel idari dava türü bulunmaktadır. Bu davalar, idarenin eylem ve işlemleriyle ilgili olarak, idarenin hukuka uygunluğunun denetlenmesi amacıyla açılır ve idari yargının temel yapı taşlarıdır. İki dava türü arasındaki farklar, dava konusu, dava açma usulü ve dava sonucunda ortaya çıkan sonuçlarla ilgilidir.
1. İptal Davaları (İdari İşlemlerin İptali)
İptal davaları, idari işlemlerin hukuka aykırı olup olmadığının denetlenmesi amacıyla açılır. Bu tür davalarda, davacı idarenin yaptığı bir işlem ya da kararın iptal edilmesini talep eder. İptal davası, idarenin yaptığı bir işlemin hukuka aykırı olduğunu savunarak, işlemin geçersiz sayılmasını sağlamayı amaçlar.
İptal Davaları Özellikleri:
-
Dava Konusu: İptal davaları, idarenin yaptığı bir idari işlemin (örneğin, bir yönetmelik, idari para cezası, atama, ruhsat verme gibi) hukuka aykırılığına dayalı olarak açılır.
-
Dava Açma Süresi: İptal davası için belirli bir süre sınırlaması vardır. Genellikle, idari işlemin tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılmalıdır. Bu süre, idari işlemin türüne ve uygulama şekline göre değişebilir.
-
Dava Açma Yetkisi: İptal davası, hakkı ihlali bulunan kişilerin veya bu işlemden doğrudan etkilenenlerin açabileceği bir davadır. İdari işlem, bir kişiyi doğrudan etkileyen bir karar aldığında, o kişi bu işlemin iptalini talep edebilir.
-
Mahkeme Kararı: İptal davasının sonucunda mahkeme, idari işlemi iptal edebilir. İptal kararı, yalnızca davayı açan kişi yönünden geçerlidir, ancak Yargıtay'dan çıkan kararlar tüm benzer işlemler için geçerli olabilir.
-
İptalin Sonuçları: Eğer idari işlem iptal edilirse, işlem geriye etkili olarak hükümsüz hale gelir ve işlemde yer alan kişi ya da kurum, eski durumuna döner.
Örnekler:
-
Bir kamu kurumunun, yanlış bir şekilde yapılan atama kararı,
-
Bir belediyenin, bir işletmeye verdiği ruhsatın hukuka aykırı olması durumunda açılacak iptal davası.
2. Tam Yargı Davaları (Zararın Tazmini)
Tam yargı davaları, idarenin hukuka aykırı eylem veya işlemleri nedeniyle oluşan zararların tazmin edilmesi amacıyla açılır. Yani, idarenin bir eylemi ya da işlemi sonucunda zarar gören kişi, zararın tazmini için dava açabilir. Bu dava türünde, davacı idarenin bir işleminden ya da eyleminden kaybedilen haklarının tazmin edilmesini talep eder.
Tam Yargı Davalarının Özellikleri:
-
Dava Konusu: Tam yargı davalarında, idarenin bir eylemi ya da işlemi sonucu zarar gören kişinin bu zararını tazmin ettirmek amacıyla açılan davalardır. İdarenin kusurlu eylemleri veya hukuka aykırı işlemleri sonucu kişi zarar gördüyse, zararının karşılanmasını talep eder.
-
Dava Açma Süresi: Tam yargı davaları için de belirli bir zaman sınırlaması vardır. Genel olarak, zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde dava açılmalıdır. Ancak bu süre, zararın türüne ve koşullarına göre değişebilir.
-
Dava Açma Yetkisi: Tam yargı davası, zarara uğrayan kişilerin açabileceği davalardır. Kamu görevlileri veya vatandaşlar, devletin işlemleri sonucu maddi veya manevi zarar gördüklerinde bu davayı açabilirler.
-
Mahkeme Kararı: Tam yargı davalarında mahkeme, idarenin sorumluluğunu tespit ederek zararın tazminine karar verebilir. Bu, maddi ya da manevi tazminat olabilir. Mahkeme kararında, idarenin işleminin hukuka aykırı olduğuna dair karar verir ve zarar görenin zararını karşılamakla yükümlü olur.
-
Tazminatın Sonuçları: Mahkeme, idareyi tazminata mahkûm edebilir ve bu tazminat, kişi ya da kurumun zarara uğrayan durumunu düzeltir.
Örnekler:
-
Kamu görevlisinin, hukuka aykırı olarak işten çıkarılması nedeniyle açılan tazminat davası,
-
İdarenin, bir kişinin malına zarar vermesi durumunda, zararın tazmini talep edilmesi.
İptal Davası ile Tam Yargı Davası Arasındaki Farklar:
-
Dava Konusu: İptal davası, idari bir işlemin hukuka aykırılığını ve geçersizliğini tartışırken, tam yargı davası, idarenin hukuka aykırı eylemlerinin veya işlemlerinin neden olduğu zararın tazminini tartışır.
-
Sonuç: İptal davası sonucu idari işlem iptal edilebilirken, tam yargı davası sonucu zararın tazmini yapılır.
-
Amaç: İptal davasının amacı, idari işlemin geçersizliğini sağlamak, tam yargı davasının amacı ise idarenin eylemleri nedeniyle görülen zararın tazmin edilmesini sağlamaktır.
Bu iki dava türü, Türk idare hukukunda önemli yer tutar çünkü devletin faaliyetlerinin denetimi, hukuka uygunluk ve vatandaşların haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir.
İDARİ YARGIDA ISLAH
İdari yargıda ıslah, dava sırasında veya sonrasında yapılan düzeltme işlemi olarak tanımlanabilir. İdari yargıdaki ıslah, aslında davacının dava dilekçesinde veya diğer belgelerde yaptığı bir hatayı düzeltmesine ya da dava dilekçesini genişletmesine olanak tanıyan bir yasal düzenlemedir. Türk idare hukukunda, ıslahın nasıl uygulanacağına dair kurallar İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yer almaktadır.
İdari Yargıda Islahın Temel Özellikleri
-
Islahın Amacı: Islah, davacının dava dilekçesindeki eksiklikleri veya hataları düzeltmesi ve davayı daha net hale getirmesi için kullanılan bir usul işlemidir. Bu, dava sürecinin daha sağlıklı işlemesine olanak tanır.
-
Islahın Konusu:
-
Dava dilekçesindeki eksiklikler: Dava dilekçesinde bir hata yapılmışsa veya eksik bilgi verilmişse, bu eksiklik ıslah yoluyla giderilebilir.
-
Dava konusu veya taleplerin değiştirilmesi: Davacı, dava sürecinde dava konusu ya da taleplerini değiştirmek isteyebilir. Bu durumda ıslah işlemi yapılarak taleplerde değişiklik yapılabilir.
-
-
Islahın Şekli: İdari yargıda ıslah, belirli bir usule tabi olup, genellikle mahkemeye yazılı başvuru şeklinde yapılır. Islahın kabul edilebilmesi için mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gereklidir.
-
Islahın Süresi:
-
İdari yargıda ıslahın yapılabilmesi için davacının dava dilekçesini vermesinin ardından belirli bir süre içinde hareket etmesi gerekir.
-
Genel olarak, ıslah talebi, davanın açılmasından sonra ancak karar verilmeden önce yapılmalıdır. Bu süre, mahkeme tarafından belirlenir ve genellikle dava süreci içinde ıslah için belirli bir zaman dilimi bulunur.
-
-
Islahın Etkisi:
-
Islah edilen dava dilekçesi, davanın sonucunu değiştirebilir, taleplerin genişlemesine veya daralmasına neden olabilir.
-
Islah edilen dava, mahkeme tarafından kabul edildiği takdirde, davanın esasına etki eder ve mahkeme, davayı ıslah edilmiş haliyle inceler.
-
Ancak, ıslahın sınırları belirli olup, aşırı değişiklikler ve yeni talepler kabul edilmeyebilir.
-
-
Islahın Hukuki Sonuçları:
-
Eğer davacı, dava dilekçesinde bir hata yapmışsa ve bu hatayı ıslah yoluyla düzelttiyse, mahkeme bu durumu dikkate alarak davayı yeniden değerlendirir.
-
Islah, mahkemenin takdirine bağlı olarak kabul edilebilir veya reddedilebilir. Mahkeme, davacının ıslah talebinin dava sürecine ve içeriğine uygun olup olmadığını değerlendirir.
-
Islahın İdari Yargıdaki Uygulama Alanları:
-
İptal Davalarında Islah: İptal davalarında, davacı, idari işlemin iptali talebinin gerekçelerini ıslah ederek değiştirebilir veya genişletebilir.
-
Tam Yargı Davalarında Islah: Zarar tazmini talepli davalarda, davacı zararının miktarını ıslah edebilir ya da yeni bir zarar kalemi ekleyebilir.
Örnek:
Bir kişi, idari bir işlem nedeniyle bir zarar gördüğünü ve tazminat talebinde bulunduğunu belirterek tam yargı davası açmış olsun. Ancak davanın ilerleyen aşamalarında, zarar miktarının daha fazla olduğu anlaşılabilir. Bu durumda, davacı dava dilekçesini ıslah ederek tazminat miktarını artırabilir.
Islahın Reddedilmesi Durumu:
Mahkeme, davacının yaptığı ıslahı bazı durumlarda reddedebilir. Bunun nedeni, ıslahın kabul edilmesinin davanın esasına zarar verecek şekilde olmasının engellenmesidir. Örneğin, dava sürecinde çok farklı bir dava konusu veya talep ortaya konulamaz.
Sonuç:
İdari yargıda ıslah, davacının dava sürecinde eksiklikleri giderme, taleplerini genişletme ya da düzeltme imkânı sunar. Ancak, bu işlem belirli usullerle yapılmalı ve mahkeme tarafından kabul edilmelidir. Islah, dava sürecinde esneklik sağlasa da, hukuki belirliliği koruma amacıyla sınırlı bir şekilde uygulanır.
İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ
İdari yargıda dava açma süresi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) ile düzenlenmiştir. Bu süre, genel olarak hak arama özgürlüğü ve hukuki güvenlik ilkeleri çerçevesinde belirlenmiştir. Aşağıda bu sürelerle ilgili temel bilgileri bulabilirsin:
📌 İdari Yargıda Dava Açma Süresi (Genel Bilgiler)
1. Genel Dava Açma Süresi
-
İdari işlemlere karşı dava açma süresi, ilgili işlemin tebliğinden, ilanından veya yayımlanmasından itibaren:
-
Danıştay ve İdare Mahkemelerinde: 60 gün
-
Vergi Mahkemelerinde: 30 gün
-
2. Tam Yargı Davalarında
-
Hak ihlalinin öğrenilmesinden itibaren (eğer bir idari işlem varsa onun tebliğinden itibaren) yukarıdaki süreler geçerlidir.
-
Örneğin bir zarar varsa, zararın ve sorumlu idarenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde başvuru yapılmalı, 1 yıllık süre içinde başvuru yapılmazsa dava açma hakkı kaybolur.
3. İdari Başvuru (Ön Başvuru / İtiraz / Şikayet / Hiyerarşik Başvuru) Yapılması Halinde
-
Önce idareye başvurulursa, bu başvurunun reddine dair işlemin tebliğinden itibaren yukarıdaki süreler yeniden başlar.
-
İdare 60 gün içinde cevap vermezse (zımni ret), bu sürenin bitiminden itibaren dava açma süresi işler.
4. Vergi Uyuşmazlıklarında
-
Vergi cezalarına karşı dava süresi genelde 30 gündür.
-
Vergi ihbarnamesinin tebliğiyle birlikte bu süre işlemeye başlar.
⚠️ Süre Aşımı Durumunda
Süreler hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle süresi içinde dava açılmaması durumunda, mahkeme davayı süre aşımı nedeniyle reddeder.
-
Memur disiplin cezasına karşı dava açma süresi
-
Belediye tarafından kesilen para cezasına itiraz
-
Vergi cezasına karşı vergi mahkemesinde dava açma
-
Kamulaştırma işlemine karşı idari dava
-
İdari başvuru yapıldıktan sonra dava açma süreci
-
Tam yargı davası (örneğin tazminat talepli dava)
Örneğin Memur disiplin cezasına karşı dava açma süresi
📌 Memur Disiplin Cezasına Karşı Dava Açma Süresi
🔹 Hukuki Dayanak:
-
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
-
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)
🔍 Disiplin Cezası Alındığında Ne Olur?
Disiplin cezası (uyarı, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması vs.) verildiğinde, bu ceza memura yazılı olarak tebliğ edilir.
🕒 Dava Açma Süresi:
Disiplin cezası yazılı olarak tebliğ edildikten sonra 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılmalıdır.
📌 60 gün, İYUK’un 7. maddesine göre, tebliğ tarihinden başlar ve hak düşürücü süredir.
🔄 İdareye Ön Başvuru (İtiraz)
Eğer memur önce itiraz yoluna giderse (örneğin disiplin amirinin verdiği cezaya üst disiplin kuruluna başvuru), şu kurallar geçerlidir:
-
İtiraz süresi genelde 7 gündür (Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’ne göre).
-
İtiraz reddedilirse ya da 30 gün içinde cevap verilmezse (zımni ret), bu durumda:
-
Reddin tebliğinden veya 30 günün bitiminden itibaren yeniden 60 günlük dava açma süresi başlar.
-
✅ Örnekle Açıklayalım:
📆 Diyelim ki memura 1 Nisan 2025 tarihinde kınama cezası tebliğ edildi.
-
Eğer doğrudan dava açmak isterse, son gün: 31 Mayıs 2025
-
Eğer önce itiraz ederse (örneğin 5 Nisan’da etti), idare:
-
10 Nisan’da reddederse → 60 günlük süre 10 Nisan’dan başlar.
-
Hiç cevap vermezse → 30 günün sonunda (5 Mayıs) zımni ret oluşur → 60 gün buradan itibaren başlar.
-
📝 Disiplin Cezası İptali İçin Dava Dilekçesi (Örnek)
... İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
DAVACI : [Ad Soyad]
T.C. Kimlik No : [T.C. Kimlik Numaranız]
Adres : [Adresiniz]
DAVALI : [Disiplin cezasını veren kurumun adı, örn. Millî Eğitim Bakanlığı / X İl Müdürlüğü]
DAVA KONUSU : [Tebliğ edilen tarih] tarihinde tarafıma tebliğ edilen [uyarı / kınama / aylıktan kesme / kademe ilerlemesinin durdurulması] cezasının iptali istemidir.
TEBLİĞ TARİHİ : [Ceza size ne zaman bildirildiyse o tarih – örn. 01.04.2025]
AÇIKLAMALAR :
Tarafıma ... tarihinde tebliğ edilen disiplin cezası; somut ve hukuka uygun bir gerekçe içermemekte, savunma hakkım tam olarak kullandırılmadan tesis edilmiştir.
Disiplin cezasına konu fiil idarece yeterince araştırılmamış, lehime olan deliller dikkate alınmamıştır. Ayrıca savunma süresi tanınmamış / eksik tanınmıştır (uygunsa ekleyebilirsiniz).
İlgili işlem, hem 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na hem de Anayasa’nın 129. maddesindeki savunma hakkı ilkesine aykırıdır.
Bu nedenle hukuka aykırı şekilde tesis edilen disiplin cezasının iptali amacıyla iş bu davayı açma gereği doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : 657 sayılı DMK, 2577 sayılı İYUK, Anayasa ve ilgili mevzuat
DELİLLER :
-
Disiplin cezasına ilişkin işlem yazısı (tebliğ belgesi)
-
Savunma dilekçesi (varsa)
-
Tanık beyanları, kamera kayıtları, tutanaklar (varsa)
-
Kurum iç yazışmaları ve her türlü yasal delil
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, hukuka aykırı olarak tesis edilen [disiplin cezası türü] işleminin iptaline karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
<br>
Tarih: …/…/2025
İmza:
[Ad Soyad]