top of page

Hukuk ve Danışmanlık

  • Instagram

KARŞILIKSIZ ÇEKTE BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

I.GİRİŞ

 

Türk Hukukunda çekle ilgili yasal mevzuatı yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK ve 5941 sayılı ÇK ile düzenlenmiştir. TTK çek ile ilgili genel mahiyette olarak çekin unsurlarını, devrini vb. konuları düzenlemişken ÇK ise; çeklerle ilgili çekin düzenlenmesini, içeriğini, kullanımının yanı sıra çekin karşılıksız çıkması ve belirlenen diğer yükümlülüklere aykırılık hallerini de düzenlemiştir.

 

Çek, hukuki mahiyeti itibariyle poliçe gibi bir havaledir. Bu havalenin, yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını ihtiva etmesi, mücerret ve kayıtsız şartsız bir ödeme emri şeklinde olması icap eder. Çekin ödenmesi için bankaya ibraz edilmesi gerekmektedir. Çekin ibraz edildiği zaman bankada çek keşidecisinin hesabında yeterli miktarda karşılık varsa çek karşılığı ödenir. Fakat çek ibraz edildiği zaman bankada yeterli karşılık yoksa o zaman bankanın ödeme yükümlülüğü söz konusu olacak mıdır? Eğer bu soruya olumlu yanıt verilecek olursa bunun yasal dayanağı ne olacaktır, ödenen miktar ne kadar olacaktır gibi yan diğer sorular ortaya çıkacaktır. Bu soruların hepsine 3167 sayılı ÇÖDÇHKHK yanıt vermektedir.

 

Bu bağlamda aşağıda vereceğim bilgiler ışığında bankaların karşılıksız çeklerdeki ödeme yükümlülüklerini, bu yükümlülüğünün hukuki dayanağını ve ödenen miktarın nasıl belirlendiğini anlatacağım.

 

A.ÇEK, BANKA VE KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİ KAVRAMLARI

 

Konumuza başlamadan önce konumuzla ilgili olan “çek” , “banka” ve “karşılıksızdır” işlemi ile ilgili bazı temel bilgilere, kavramlara çok detaya inmeden değinmemiz gerekmektedir.

 

1.Çek Kavramı

 

Çek; genellikle bir bankaya hitaben kanunun öngördüğü şekil ve şartlarına uyularak yazılan ödeme emridir. Çek bir ödeme aracı olup, genellikle bankaların düzenlediği çek defteri içinde yer alan çeklerden biri doldurularak keşide edilir. Çek kavramının kaynağını İngiltere’de kralların maliye bakanına gönderdikleri ödeme emirleri oluşturmaktadır. Çekin daha genel bir tanımını yapacak olursak; herhangi bir bankada veya kredi kurumunda hesabı bulunan kimsenin, özel işaretli bir matbu kâğıtla, söz konusu kişiye ya da kâğıda sahip kişiye yazılı miktar kadar para ödenmesine ilişkin vermiş olduğu yazılı emirdir.

 

 

2.Banka Kavramı

 

Banka kavramı TTK m. 815’ de belirtildiği gibi; BankK’na tabi olan genel anlatımla mevduat, katılım ile kalkınma ve yatırım bankası olmak üzere 3’e ayrılmaktadır. İster kendi nam ve hesabına mevduat kabul eden kredi kullandıran mevduat bankası, ister özel cari ve katılma hesapları yoluyla fon toplayan katılım bankası isterse de mevduat veya katılım fonu kabul etme dışında kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren kalkınma ve yatırım bankası olsun bu kredi kuruluşları konumuz açısından ödeme yükümlülüğü olan kuruluşlardır.

 

Bankaların konumuz açısından önemi çekte mevcut olan üçlü ilişki (keşideci-muhatap-lehtar) içerisinde, ilişkinin muhatap kısmını oluşturmaları ve aşağıda değineceğimiz gibi karşılıksız çekte kanunen ödeme yapmakla yükümlü olmalarıdır.

 

 

3.Karşılıksızdır İşlemi Kavramı

 

Çekin ödenme aracı olduğunu belirtmiştik.Çekin ödenmesi için lehtarın, ilgili bankaya veya şubesine çeki ibraz etmesi gerekmektedir. Yapılan ibraz üzerine bankada keşidecinin hesabında hiç karşılık yoksa veya yeteri kadar karşılık yoksa banka söz konusu çek üzerine “karşılıksızdır” işlemi yapmakla yükümlü haline gelmektedir. Karşılıksız işlemi yapılması için lehtarın talebi gerekmektedir. Karşılıksızdır işlemi çekin arka yüzüne tahsil amacıyla bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılıp imzalanmak suretiyle yapılır.

        

Bir çek yaprağına “karşılıksızdır” işlemi uygulanırken her halükarda banka sorumluluk miktarının dışında kalan meblağ için “karşılıksızdır” işlemi yapacaktır. Çekin meblağı banka sorumluluk miktarından az veya banka sorumluluk miktarı ile aynı ise veyahut kısmi karşılıkla birlikte banka sorumluluk miktarı çek miktarını karşılamakta ise çekin meblağı karşılandığından “karşılıksızdır” işlemi yapılamayacaktır.

 

B.BANKALARIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YASAL DAYANAĞI

1.YASAL DAYANAK VE GEREKÇE

 

Karşılıksız çeklerde bankaların ödeme ile yükümlü olmasının yasal dayanağını 5941 S. ÇK m.3 ve 3167 S. ÇÖDÇHKHK m.10 maddeleri ile sağlanmıştır. Buna göre ÇK m.3 muhatap bankanın ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile süresinde ibraz edilen her çek için karşılığın hiç bulunmaması halinde veya karşılığın kısmen bulunması halinde bankanın sorumlu olduğu miktarı ödemekle yükümlü olduğunu düzenlemiştir.

    Bir diğer kanunumuz olan 3167 S. K’un 10.maddesine göre ise;

“Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.” şeklinde belirtilmiştir. Söz konusu maddeyle karşılıksız çeklerde bankaların ödeme yükümlülüğü yasal bir zemine oturtulmuştur. Söz konusu maddenin gerekçesini ise; kredi olarak ifade edilen sorumluluk temelini, çek defter verilmesi sırasında bir nakit ödemesi söz konusu olamayacağı için hukuki niteliğe daha uygun olan “gayri nakdi kredi” olarak belirtilmiştir.

 

Tüm bu kanun maddeleri ışığında, hiç şüphesiz çekin en süratli şekilde nakde çevrilebilmesi gerekmektedir. Bu nedenle kendisine çekle ödeme yapılmak istenen şahıs, alacağını, herhangi bir zorlukla karşılaşmadan tahsil edebilmelidir.

        

Aynı konuda paralellik arz eden bir diğer görüşe göre ise; hukuken dışsal bir zorunluluğu ifade eden yükümlülük, bankaların karşılıksız çekle ilgili ödeme yükümlülüğünü 3167 S. K’na dayandırmaktadır. Bu sebeplerle karşılıksız çeklerde bankaların ödeme yükümlülüğünü; keşideci ile muhatap banka arasında yapılan gayri nakdi kredi sözleşmesine dayandırmak mümkündür.

A.GAYRİ NAKDİ KREDİ SÖZLEŞMESİ TANIMI VE SÖZLEŞMENİN GETİRDİĞİ HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER

Karşılıksız çeklerde bankaların ödeme yükümlülükleri ve bu yükümlülükleri dolayısıyla ödemekle sorumlu oldukları miktarları belirleyen yasal dayanak taraflar arasında yapılan gayri nakdi kredi sözleşmesidir. Bu nedenle sözleşmenin tanımını, hukuki mahiyetini, tarafların sorumlulukları ve zamanaşımı gibi konuları inceleyeceğiz.

1.Kavrama İlişkin Bazı Tanımlar

 

Gayri nakdi kredi sözleşmesi en genel anlatımıyla; taraflardan birinin banka olduğu bankanın para ödemeyip olumsuz bir durumun (riskin) gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak zararın sorumluluğunu yüklendiği, ödemeyi, korkulan olayın gerçekleşmesi halinde yaptığı kredi türü şeklinde anlatabiliriz.

 

Bir diğer tanıma göre gayri nakdi kredi sözleşmesi; TBK m.128’de düzenlenen üçüncü kişinin fiilini taahhüt şeklinde yüklenme biçimindeki sözleşmelerdir.

 

Uygulamada gayri nakdi kredi sözleşmelerine “banka garantileri” de denilmektedir. Bunun sebebine bakacak olursak; Bank.K’nu, gayri nakdi kredileri tanımlamamış, banka tarafından verilen teminat mektupları, kefaletler, aval, ciro, kabul ve benzeri işlemleri gayri nakdi kredi olarak değerlendirmiştir.  Bank.K gayri nakdi kredi olarak (örnekleme şeklinde) saydığı işlemlerin ortak özelliği üçüncü kişiye karşı bankanın garanti vermesidir. Bu nedenle uygulamada bu tip işlemlere banka garantileri de denilmektedir.

 

Gayri nakdi kredi sözleşmesini; bir işin yapılmasını, bir malın teslimini veya bir borcun ödenmesini taahhüt eden kimselerin bu taahhütlerini kararlaştırılan koşullara uygun olarak yerine getireceklerini veya borçlandıkları paraları vadelerinde ödeyeceklerini temin etmek üzere, banka tarafından karşı tarafa hitaben taahhütte bulunulması, garanti verilmesi tarzında kullandırılan kredilerdir.

 

4814 S. K. ile değişik ÇK m.10/1hükmü gereği muhatap banka kısmen veya tamamen karşılığın bulunmaması durumunda, her çek yaprağı için belirlenen miktarı ödemekle yükümlüdür. Hükmün devamında çek hesabı sahibi ile banka arasında geri dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesinin olduğu kabul edilmiştir. Kanun koyucu, muhatap banka ile hesap sahibi arasındaki ilişkiye kredi sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağını kabul etmekte ve bu sözleşmenin feshedilmeyeceğini belirtmektedir.

 

 

2.Gayri Nakdi Kredi Sözleşmelerinin Hukuki Mahiyeti ve Kurulma Anı

 

Gayri nakdi kredi sözleşmeleri, muhatap banka ile hesap sahibi arasında yapıldığı kabul edilen kredi sözleşmesi temeline dayanan bir yükümlülüğü ifade etmektedir. Bu sözleşme kanuna dayalı bir gayri nakdi kredi sözleşmesidir. Gayri nakdi kredi sözleşmesi çerçevesinde bankanın hamile ödeme yapması nakdi kredi verme niteliğindedir.

 

ÇK m.10/1, c.2 hükmü, gayri nakdi kredi sözleşmesinin kurulma anının en son çek defterinin teslimi anı olduğunu varsaymaktadır. Varsayımsal sözleşme esasına dayanan bu hüküm, taraf iradelerini yok saymaktadır. Taraf iradelerinin yok sayılması da sözleşme özgürlüğü ilkesine aykırılık yaratmaktadır. Bu nedenle taraflar ileride bir sürprizle karşılaşmamak için yazılı sözleşme yapma yolunu tercih etmektedirler.

 

Banka her çek yaprağı için azami ödeme yükümlülüğü bulunan miktarı ödeme yükümlülüğünü baştan kabul ederek müşterisine her yaprak için kanunen sorumlu olduğu miktar oranında kredi açmaktadır. Bu sayede çek diğer kambiyo senetlerine göre daha güvenilir bir senet haline gelmektedir.

 

 

3.Bankanın Ödeme Sorumluluğu ve Sorumluluk Şartları

 

Bankaların karşılıksız çeklerde ödeme ile sorumluluğunu gayri nakdi kredilerin özelliklerinden olan üçlü bir ilişkiye sahip olmaya dayandırabiliriz. Bu özellikleri nedeniyle gayri nakdi kredi bir tür garanti fonksiyonuna sahiptir. Normalde bankanın sözleşme suretiyle tanıdığı bu garanti 3167 S.K. m.10 gereği ödenecek miktarlar açısından “kanuni bir mecburiyet” halini almıştır. Söz konusu kanuni mecburiyetin gerekçesi ise ÇK tasarısında; bankaların tacir olarak basiretli ve özenli davranmayarak; yeterince araştırma yapmayarak dağıttıkları çek karnelerine ve çek hamillerinin bu durumdan zarar görmelerine bağlanmıştır.

 

Bankaların ödeme yapabilmesi için sadece kanunun bu hususu mecburi sayması yeterli değildir bunun yanı sıra ödeme yapılabilmesi için gerekli bazı şartlar vardır. Bu şartlar;

  • Kanunun emrettiği şekil şartlarına uyan bir çek olmalı

  • Çek süresi içerisinde ibraz edilmeli

  • Karşılık yasal miktardan az olmalıdır.

 

Bankalar bu şartların oluşması durumunda karşılığın bulunmadığı çeklerle ilgili ödeme ile yapmakla yükümlüdür.

 

4.Bankaların Sorumlu Olduğu Miktar

 

Bankaların sorumlu olduğu miktar, çekin karşılıksız olduğunun banka tarafından tespit edildiği tarihteki, yani karşılıksız şerhinin vurulduğu tarihteki sorumluluk miktarıdır. Bu miktar 3167 S. K. M.10 f.2 ‘de belirtildiği gibi;

 

“…Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve RG’de yayımlanır.”

 

Bu nedenle banka çeke karşılıksız kaşesi vurduğu tarihteki sorumlu olduğu miktarı ödeyecektir. Aksine bir değerlendirme –TCMB tarafından belirlenecek miktar çek anlaşması yapılırken belli olmadığından- bankanın belirsiz bir meblağı taahhüt etmiş olduğu anlamına gelecektir. Bu konuda aşağıdaki tablo geçmişten günümüze miktarın ne kadar olduğunu görmemizi sağlayacaktır.

 

B.SORUMLULUĞUN ORTADAN KALKMASI, RÜCU VE ZAMANAŞIMI

1.Bankaya Başvuru ve Bankanın Ödeme Yapması

 

Çekin karşılıksız kalması durumunda banka, kanuni miktarı ödemekle yükümlüdür. 3167 S.K. m.10 gereği bankalar karşılıksız çıkan her çek yaprağı için sorumluluk miktarını ödemekle yükümlüdür. Bu hükümden iki sonuç çıkmaktadır:

  • Çekin tahsili için bankaya ibraz edildiği zaman karşılıksız olsa dahi banka ödeme yapmakla yükümlüdür. Aksi düşünülse dahi – talep olmasa- bankaların kanuni yükümlülükten dolayı söz konusu parayı ödemekle yükümlüdür.

 

  • Çekin bankaya ibraz süresinden sonra, kanuni sorumluluk miktarını istememiş ancak feragat de etmemiş hamil ile ciro silsilesinde geriye dönüş yolunda daha önce feragat edilmemiş olması şartıyla çeki elinde bulundurulanların yapacağı başvurudur.

 

 

Geçmişte bazı bankalar 5838 S. K. 32. m.19.bendi ile TTK m. 711/3 hükmünün yürürlükten kaldırılmasından evvel bu fıkra hükmüne dayanarak çekin arkasına karşılıksız kaşesi basmaktan kaçınıp “keşidecinin ödemeden men talimatı” olduğu kaydını düşmekte ve böylece çek bedelini hatta asgari miktarı ödemekten kaçınmaktaydılar. Tüm bu davranışlar dahi bankaların kanuni yükümlülüklerinin ortadan kaldırılmasına sebebiyet vermemektedir. Bu gibi durumlara sebebiyet vermemek için başvurunun ispat açısında yazılı yapılması gerekmektedir.

 

Muhatabın belirlenen miktarı ödeme konusundaki sorumluluğu, çekin ibrazı esnasında doğmaktadır. Yapılan ödeme tazminat anlamında yapılan bir ödeme değil çek miktarına ait kısmi bir ödeme niteliğindedir.

 

2.Bankanın Ödeme Yapmaması ve Bankanın Ödeme Yapmayacağı Durumlar

 

Muhatap banka ödeme yapmakla yükümlü olmasına rağmen ödemeyi yapmazsa hamil cebri icra yoluna başvurabilir. Hamilin, muhatap bankaya karşı kambiyo hukukundan doğan bir talep hakkı yoktur. Çünkü bankanın sorumluluğu kambiyo taahhüdünden değil, aksine kanundan doğan bir mecburiyettir.  Kanunen sorumlu olunan miktarın ödenmemesi üzerine başlatılan genel haciz yolu ile takibe banka itiraz edebilme hakkına sahiptir. İtiraz üzerine itirazın iptali için açılacak olan davada alacak miktarının nakit(belirlenebilir) olması nedeniyle banka aleyhine %20’den az olmayacak şekilde icra inkâr tazminatına hükmedilebilinir.

 

Tüm bu hususların yanı sıra bankalar bazı durumlarda ödeme yapmaktan kaçınabilirler. Bu hususlar;

 

  • Çekin süresinde bankaya ibraz edilmeyerek çek vasfını yitirmesi,

  • Çek bankaya ibraz edildiğinde, hamilin hukuki olarak belirlenen miktardaki kısmi karşılığı açıkça kabul etmemesi ve bu hususun banka tarafından çekin arkasına şerh edilmesi,

  • Çek bankaya ibraz edilip arkası yazdırıldıktan sonra, ibraz tarihinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde ödemenin talep edilmemesi ya da zamanaşımını kesecek nitelikte hukuki bir işlem yapılmaması,

  • Sorumluluğun doğmasından sonra müracaat borçlularından birinin çek bedelini veya karşılıksız kalan kısmın ödenmesi gibi durumlardır.

 

3.Bankanın Rücu Hakkı

 

Bankanın kanunen yükümlü olduğu ve ödediği miktar aslında, iç ilişkide hesap sahibinin bankaya sorumlu olacağı miktardır. Muhatap banka, hesap sahibi ile aralarında yapıldığı kabul edilen kredi sözleşmesi temelinde yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu belirli miktarı hamile ödemekte ve bunu iç ilişkide gayri nakdi kredinin geri ödenmesi şeklinde hesap sahibinden talep etmektedir. Bankanın hamile yaptığı nakdi ödemeden sonra gayri nakdi kredi sözleşmesi çerçevesinde hesap sahibinden ticari faiz de isteyebilir.

 

4.Zamanaşımı

 

Uygulamada en çok sorunla karşılaşılan ve geçmişten günümüze kadar çeşitli sıkıntıların yaşandığı konu zamanaşımı konusudur. Uygulamada bazı bankalar, söz konusu yükümlülüklerinin çekten kaynaklandığını ve çekin zamanaşımı süresinin TTK ’da belirtilen 6 ay olarak belirlendiğini belirterek bu sürenin geçmesiyle çekin artık vasfını kaybedeceğini ve artık yazılı delil başlangıcı sayılacağını savunmaktadırlar. Muhatap banka çekin keşidecisi, cirantası veya aval vereni olmadığı için kanun ile belirtilen miktarı yasa gereği ödemekle yükümlüdür. Bu sebeplerle alacak taleplerinde genel zamanaşımı olan TBK m. 146 uyarınca 10 yıldır.  Bu husus bankanın iç ilişkide hesap sahibine rücu hakkında da aynı şekilde 10 yıl olarak kabul edilmelidir. Hukukumuzun genel kaideleri arasında olan özel düzenleme olmayan hallerde 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin bankaların münferit ve farklı kararlarıyla değiştirilmesi hukuk açısından sonuç doğuramaz. Yargıtay bir kararında sorumluluğun direk kanundan doğduğuna vurgu yapmış ve çekin bankaya ibrazı sırasında yasal miktarın ayrıca talep edilmemesi sebebiyle davayı reddeden yerel mahkeme kararını bozmuştur. Bozma nedeni olarak da; çekin süresi içerisinde bankaya ibrazının aynı zamanda yasal miktarın ödenmesini de kapsadığını belirtmiştir.

IV.SONUÇ

 

Çek Kanunu muhatap bankayı, çekin karşılıksız çıkması durumunda ödeme ile yükümlü kılmıştır. ÇK m.10 hükmü aslında ikili bir ilişkinin var olduğunu ortaya koymaktadır. Bu ilişkilerden iç ilişki diye nitelendirebileceğimiz çek hesabı sahibi ile muhatap banka arasında meydana gelmektedir. Bu ilişkinin hukuki dayanağını karma nitelikli sözleşme şeklinde belirtebiliriz. İkinci ilişki ise dış ilişki diye nitelendirebileceğimiz muhatap bankanın hamile ödeme yapmasına neden olan kanuni sorumluluk ilişkisidir.

 

Muhatap bankanın karşılıksız çıkan çek karşılığında kanunen sorumlu olduğu miktarı ödemesi dış ilişkide çek sahibinin hiç olmazsa çeki kısmen tahsil ederek bir tatmin olma, alacağını tahsil etme imkânı sağlamaktadır. Banka ise ödeme yaparak kanunen yükümlü olduğu miktarı ödemekte ve sorumluluktan kurtulmaktadır. Yapılan ödemenin iç ilişkide banka tarafından hesap sahibinden istenmesi konusunun hukuki dayanağı olarak da; hesap sahibi ile banka arasında yapıldığı varsayılan gayri nakdi kredi sözleşmesi oluşturmaktadır.

 

Bu nedenlerle ülkemizde sorunlu yasal olarak ve uygulamada sorunlu bir hal alan çek konusunda, en azından bankaların belirli bir miktar ile sorumlu olarak ödeme yapması çek sahibini alacağı bakımından tatmin etmesi çekin ticari hayattaki güvencesini oluşturmaktadır.

 

Şirketler hukuku daha da genel olarak Ticaret Hukuku kapsamlı bir alan ve uzmanlık gerektirdiği için yapacağınız hata ve kaçıracağınız süreler hak kayıplarına uğramanıza sebep olabilir. Bu nedenle bu alanda uzman bir avukat ile anlaşmanız her zaman yararınıza olacaktır. Mersin Avukat Recep Sarıkurt Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak ticaret kanununa tabi her türlü işleminizde siz değerli müvekkillerin yanındayız. Gerekli özen ve titizlilikle vekalet görevini yerine getirmekte, siz değerli müvekkiller için azami hukuki yarar sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Mersin ve Adana başta olmak üzere gelişen teknoloji ile Türkiye’nin her yerine hukuki yardım sağlamaktayız.

Contact

I'm always looking for new and exciting opportunities. Let's connect.

123-456-7890 

bottom of page