Hukuk ve Danışmanlık
KARA ARAÇLARI KASKO SİGORTASI
SİGORTA
Sigorta kelimesi, Latince “güvence” anlamına gelen “sicurta” kelimesinden gelmektedir. İnsanların gelecekte meydana gelebilecek zararlara karşı birlikte hareket ederek, önceden tedbir alabilmelerini sağlayan kurumsal bir organizasyondur. Bu organizasyon, “sigorta şirketi”, “sigorta ettiren” ve “bir sigorta sözleşmesi”den oluşur.
Sigorta sözleşmesi , sigortacının prim karşılığında, bir kimsenin para ile ölçülebilir menfaatini zarar veren bir olayın meydana gelmesi durumunda bu zararı tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kişinin hayat süreleri veya hayatlarında gerçekleşen olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği iki taraflı bir sözleşmedir (TTK m.1401).
ZARAR SİGORTALARI
TTK'nın altıncı kitabı, zarar ve can sigortaları olmak üzere iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Zarar sigortaları ile riziko sonucunda meydana gelen gerçek zararı gidermeyi; can sigortaları ise sigorta sözleşmesinde belirlenen ve rizikonun gerçekleştiği andaki bedeli ilgiye ödenmesi ifade edilmektedir.
Sigorta korumasından yararlanan kişiye, riziko gerçekleştiğinde sigorta bedeli sınırları içinde kalmak şartıyla yalnızca somut olarak uğradığı zararları gidermeyi sağlayan sigortalara zarar sigortaları denmektedir. Zarar sigortaları, TTK'da mal ve sorumluluk sigortaları olarak iki başlıkta düzenlenmiştir. Mal sigortalarında, mal veya malvarlığındaki aktifinde oluşan azalma, sorumluluk sigortalarında malvarlığın pasifindeki artış önlenmek istenmektedir.
Sigortacılık Kanunda ise TTK'daki ayrıma paralel olarak, hayat ve hayat dışı sigorta olarak ikiye ayrılmıştır. (SK m.5/2)
SORUMLULUK SİGORTALARI
Bir olay sonucunda sigorta ettirenin veya sigortalının üçüncü kişilere verebileceği zararların giderilmesi temin eden bir sigorta türüdür. Sigorta ettirenin veya sigortalının sorumlu olacağı bir fiil nedeniyle pasifte meydana gelecek bir artış rizikosu güvence altına alınır. Sorumluluk özellikle üçüncü kişilerin zarar görmesinden doğar. TTK m. 1443-1485 arasında düzenlenmiştir.
MAL SİGORTALARI
Sigortalının sigorta sözleşmesinin konusu mal üzerindeki menfaatinin sigorta edildiği sigorta türüdür. Mal üzerindeki bu menfaatin meşru ve sözleşme yapıldığı sırada mevcut olması gerekmektedir. Ancak sigortalının malın maliki olması gerekmemektedir. TTK 1453 ve 1472 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tanımı kanunda yer almamakla birlikte bu sigortaya özgü ilkeler kanunda yer almıştır.
MAL SİGORTALARINA HAKİM OLAN İLKELER
1.Menfaat İlkesi
2.Tazminat İlkesi
3.Halefiyet İlkesi
1. MENFAAT İLKESİ
GENEL OLARAK MENFAAT İLKESİ
Menfaat ilkesi tüm sigorta sözleşmeleri için bir geçerlilik koşuludur. Sigorta sözleşmesinin yapılması anında menfaatin bulunması gerekmektedir. Eğer mevcut değilse sigorta sözleşmesi geçersiz olacaktır (TTK m. 1408). Kapsam olarak mal sigortalarında, rizikonun gerçekleşmesi ile buna bağlı olarak meydana gelen kazanç kaybı ve sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarlar, aksine sözleşme yok ise, sigorta kapsamında yer almayacaktır.
•Sigorta sözleşmesine konulan özel bir hükümle kazanç kaybı ve malın aybından doğan hasarların da güvence altına alınması mümkündür. Bu kazanç kaybının makul sınırı aşan kısmı da sigorta ettirilemeyecektir (TTK m. 1453). Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler de geçersizdir (TTK m. 1486/1).
• Mal sigortası niteliğindeki grup sigortalarında mal topluluğunda değişikler meydana gelmiş olsa bile sözleşme geçerli olacaktır. Mal topluluğuna ait bütün farklı parçalar sigorta poliçesinde ayrıca gösterilmiş olmasa bile bu kapsamda yer alır.
•Mal sigortalarında sigorta ettiren ile sadece malın maliki kast edilmemektedir. Malik dışında malikin adi veya rehinli alacaklısı, malın korunmasından dolay malike karşı sorumlu bulunan acente, kiracı, komisyoncu ve malın korunmasından dolayı gerçekten menfaati olan kişiler veya bunların temsilcileri sigorta konusu bu menfaati sigorta ettirebileceklerdir.
BAŞKASI LEHİNE SİGORTA
•Sigorta sözleşmesi iki taraflı bir işlemdir. Taraflar yaptığı sözleşme ile borcun alacaklıya değil de üçüncü kişiye ifasını kararlaştırabilirler. Bu durumda başkası lehine sigorta oluşacaktır. TBK'da düzenlenen üçüncü kişi lehine sözleşmenin bir uygulaması niteliğindedir (TTK m. 1454/Gerekçe). Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tüm talep hakları da sigortalıya ait olacaktır.
• Bir malın mülkiyeti birden fazla kişiye ait olduğu durumda, malın veya mala ilişkin hakkın yalnız bir kısmında menfaat sahibi olan kişi, diğer malik ile beraber malı sigorta ettirebilecekleri gibi kendi paylarını da sigorta ettirebileceklerdir. Sigorta ettiren kendisine ait olmayan kısmı da sigorta ettirmişse , sigortanın bu fazlaya ilişkin kısmı, sigorta ettirenle aynı menfaate sahip olanlar lehine yapılmış sayılacaktır (TTK m. 1455).
• TTK'ya göre başkası lehine sigortanın; başkası hesabına sigorta, başkası adına sigorta ve kimin olacaksa onun hesabına sigorta olmak üzere üç farklı şekilde görünümü vardır.
BAŞKASI HESABINA SİGORTA
•Sigorta konusu malvarlığı üzerinden doğrudan menfaati olmayan bir kişinin (sigorta ettiren), üçüncü kişi lehine (sigortalı) sigorta sözleşmesi yaptırmasıdır. Uygulamada sorumluluk sigortalarında görülmektedir. Taşıyıcı mail sorumluluk sigortası, trafik sigortası, otobüs zorunlu koltuk sigortaları gibi.
• Sigorta sözleşmesinin başkası adına mı yoksa başkası hesabına mı yaptırıldığı belli değilse TTK m. 1454, f.2 gereği üçüncü kişinin adı belirtilmiş ise sigorta ettiren kendi adına fakat üçüncü kişi lehine hareket ettiği kabul edilir.
BAŞKASI ADINA SİGORTA
•Bir kişinin başkasına ait bir menfaati onun adına ve hesabına sigorta ettirmesidir. Sigorta sözleşmesi temsilci tarafından imzalanmaktadır. Bu temsilcinin yetkili olması gerekmektedir. Temsil yetkisi olmasa da sigorta sözleşmesi geçerliliğini koruyacaktır. Adına sigorta yapılan kişi, yetkili olmayan kişi tarafından yapılan bu sigorta sözleşmesine onay verirse sözleşmeden yararlanır ve sorumlu olur.
• Uygulamada inşaat sigortalarında görülmektedir. Kamu kurumlarının inşaat ihalesini alan müteahhitler, iş sahibi kuruluş adına ihale şartnamesine dayanarak sigorta yaptırmaktadır.
KİMİN OLACAKSA ONUN HESABINA SİGORTA
•Sigorta konusu menfaatin belli, menfaat sahibinin ise belirsiz olduğu sigortadır. Sigorta sözleşmesi kurulduğu anda sözleşmeyi kuranın kendi menfaatinin mi başka bir kişinin menfaatinin mi sigortalanacağı belirtilmemektedir. Eğer bu sigortanın üçüncü kişi lehine yapıldığı anlaşılırsa başkası hesabına sigorta hükümlerine tabi olur (TTK m. 1454/3).
• TTK m. 1126' da gemi kira sözleşmelerinde, kiralanan gemi kiracı tarafından denizcilik ve mali mesuliyet rizikolarına karşı, kiralayan veya kimin olacaksa onun hesabına sigorta yaptırılması zorunluluğu vardır.
Menfaat Üzerindeki Sınırlamalar
1.Sınırlı Ayni Haklar
2.Haciz Hakkı Sahiplerinin Sigortadan Yararlanması
SINIRLI AYNİ HAKLAR
•Taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde rehin veya hapis hakkı olan veya bu mallara haciz koyduran kişiler de malı sigorta ettirebileceklerdir. Bu kişilerin de menfaatleri vardır.
• Sınırlı ayni hak ile sınırlandırılmış mal üzerinde malike ait menfaat sigortalandığı takdirde kanunda aksine öngörülmemişse sınırlı ayni hak sahibinin hakkı mal üzerinde devam edecektir (TTK m. 1456/1). Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri geçersizdir (TTK m.1486/2). TTK 1456. madde hükümleri sigorta ettiren lehine kurulmuş sınırlı ayni haklar için uygulama alanı bulmayacaktır.
Ödeme Yapma Yetkisi ve Sigortacının Sorumluluğu
•Sigorta konusu mal üzerinde sınırlı ayni hak olduğu sigortacıya bildirilmişse sigorta tazminatı sınırlı ayni hak sahibinin izni olmadıkça sigortalıya ödenemeyecektir. Bu ayni hak ilgili sicilde yer alıyorsa alenileştiği kabul edilir ve bildirime gerek yoktur. Eğer sigortalı menfaat konusu malın tamiri veya eski hale getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla tazminat sigortalıya ödenebilecektir (TTK m. 1456/2). Sigortacı bu hükme rağmen sigorta tazminatını öderse ve sınırlı ayni hak sahipleri ödemeye yazılı onay vermezse sorumluluğu devam edecektir (TTK m.1456/3).
Temerrüt ve Bildirim
•Sigortacı, sigorta ettirenin primin ödemesi konusunda temerrüde düştüğünü ve prim farkı dolayısıyla sigorta ettirene ihtarda bulunduğunu, ayni hakkını kendisine bildirmiş ve kendisi tarafından bilinen ayni hak sahiplerine de bildirmesi gerekmektedir (TTK m. 1456/4).
Sözleşmenin Feshi ve Cayma
•Sigorta ettiren veya sigortacı sözleşmeyi fesheder veya sözleşmeden cayarsa; fesih veya cayma bildirimi sigortacı tarafından yapılmışsa bildirim tarihinden, diğer hallerde de sözleşmenin sona ermesinden itibaren onbeş gün içinde durumu sınırlı ayni hak sahiplerine bildirecektir. Sigorta sözleşmesi sınırlı ayni hak sahipleri için on beş gün boyunca geçerli olacaktır. Sınırlı ayni hak sahipleri bu on beş gün içinde sözleşmeye devam edeceklerini bildirilerse ve talebin reddi için haklı bir neden de olmaması durumunda sözleşme ayni hak sahipleri için geçerli olarak devam edecektir.
• Sınırlı ayni hak sahiplerinin böyle bir talebi yoksa veya haklı bir neden mevcut olması sebebiyle talep sigortacı tarafından reddedilmişse sigorta sözleşmesi ayni hak sahibi için geçersiz olacaktır (TTK m. 1456/5).
• Sigortacı istem halinde sınırlı ayni hak sahibi olduğunu bildiren kişiye sigorta koruması ve sigorta bedelinin miktarı hakkında bilgi verecektir (TTK m. 1456/6).
Haciz Hakkı Sahiplerinin Sigortadan Yararlanması
•Sigortalı mal haczedilirse sigortacı, zamanında bilgilendirilmesi koşuluyla, sigorta tazminatını icra müdürlüğüne ödeyerek yükümlülükten kurtulacaktır.
• Bir malın haczinde, icra memuru, borçluya söz konusu malların sigortalı olup olmadığını ve eğer sigortalı ise hangi sigortacı tarafından sigorta edildiğini sorması gerekmektedir. İcra müdürlüğü, haczedilen malın sigortalı olduğunu tespit ettikten sonra diğer bir bildirime kadar sigorta tazminatının icra müdürlüğüne ödenilmesiyle borçtan kurtulacağını sigortacıya ihtar edecektir (TTK m.1457).
Tazminat İlkesi
•Mal sigortaları, zarar sigortalarının bir türü olarak kanunda düzenlenmiştir. Bu sigorta çeşidinde amaç, riziko gerçekleştiğinde sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararları sigorta sözleşmesi uyarınca tazmin etmektir. Sigortalıya bunun dışında zenginleşme yasağı uyarınca ek ödeme yapılamaz.
• Sigorta değeri, sigortalanan menfaatin tam olarak değerini ifade etmektedir (TTK m. 1460). Sigortacının sorumluluğu sigorta bedeli ile sınırlıdır. Sigorta bedelinin sigorta değerini aşamayacağı kuralı kanunda öngörülmüştür (TTK m.1461). Bu kuralın istisnası yeni değer sigortalarıdır (TTK m.1461/2).
• Aynen tazmini öngören yeni değer sigortalarında sigortacının sorumluluğu riziko gerçekleştiği anda sigorta edilen menfaatin tekrar yerine konmasıdır. Bu sebeple bu kural yeni değer sigortalarında uygulanmayacaktır.
• Sigorta bedeli ile sigorta değeri birbirine eşit olması gerekir. Ancak bazı hallerde bu durum farklılık göstermekte bu kural uygulanamamaktadır. Sigorta bedelinin sigorta değerinin altında veya üstünde olması halinde eksik ve aşkın sigorta oluşmaktadır.
Aşkın Sigorta
•Bir sigorta sözleşmesi ile sigorta bedelinin sigorta değerini aşmasıdır. TTK m. 1463'e göre sigorta bedelini aşan kısım geçersizdir. Bu hükme aykırı yapılan sözleşmelerde geçersiz olarak kabul edilmiştir (TTK m. 1486/1). Sigorta bedelinden ve priminden karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilen fazla prim iade edilir.
• Fazla sigorta tazminatı almak için kötüniyetle yapılan aşkın sigortalarda aşkın sigorta sözleşmesi geçersiz olacaktır.
• Sözleşme yapıldığı sırada geçersizliği bilmeyen sigortacı durumu öğrendiği sigorta döneminin sonuna kadar prime hak kazanacaktır (TTK m. 1463).
• Aşkın sigortaya ilişkin kurala kanun istisna getirmiştir. Takseli sigortalarda, sözleşme ile sigorta değerini belirli bir para olarak belirlemişse, bu para taraflar arasında sigorta değeri için esas alınacaktır. Riziko gerçekleştiğinde malın değeri ve zararın ispatlanmasına gerek yoktur (TTK m.1464).
Eksik Sigorta
•Tek bir sigorta sözleşmesi ile sigorta bedeli, sigorta menfaat değerinin altında kaldığı sigorta türüdür. Aksine bir sözleşme yoksa sigorta bedeli sigorta değerine olan oranına göre sigortacı tazminatı öder. Hasar oranı ve bu orana göre “orantı (proporsiyon) kuralı” uygulanacaktır (Yargıtay 11. HD 05.02.2011, E. 2000/4866, K. 2001/884).
Birden Çok Sigorta
•TTK m. 1465-1468 arasında birden çok sigorta çeşitleri olarak: müşterek sigorta, çifte sigorta, kısmi sigorta düzenlenmiştir. Zenginleşme yasağının yansıması olan sigorta türleridir. Bu hükümlere aykırı sözleşme şartları da geçersizdir (TTK m. 1486/2).
• Aynı menfaatin aynı rizikolara karşı aynı süreler için birden çok sigortacı tarafından aynı veya farklı tarihlerde sigorta ettirilmesidir. Sigortacı sigorta ettirene sigorta bedelinden fazla ödeme yapamaz.
• Sigorta ettiren, sigortacılardan her birine hem aynı menfaat için yapılan diğer sigortaları hem de rizikonun gerçekleştiğini bildirmesi gerekmektedir.
Çifte Sigorta
Bir menfaatin birden fazla sigortacı tarafından aynı tehlikelere karşı aynı veya farklı kişilerce aynı süreler için sigortalanan ve sigorta bedelli toplamı sigorta değerini aşıyorsa veya sigortacılar tarafından ödenecek tazminat tutarı birlikte, toplam zarar miktarını aşıyorsa çifte sigorta oluşur TTK m.1467). Çifte sigorta kanunda öngörülen şartlar yoksa geçersizdir. Bu şartlar: a) Sonraki ve önceki sigortacılar onayı,
b) Sigorta ettiren, önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devir veya o haklardan vazgeçmişse,
c) Sonraki sigortacının, ancak önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumluluğu kararlaştırılması. Bu hükümler poliçeye yazılmalıdır.
Halefiyet İlkesi
•Sigortacı ödediği tazminat oranında sigortalının haklarına halef olur. Üçüncü kişilere karşı doğrudan karşı doğrudan doğruya dava açabilecektir. Bu ilke sadece zarar sigortalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hayat sigortalarında defin, tedavi ilaç masrafları uygulanacaktır bunun dışında uygulanmayacaktır.
• Mal sigortalarında halefiyet ilkesi sebebiyle sigorta ettiren sigortacıya sigorta tazminatı sebebiyle başvurma imkanı sağlamaktadır.
Şartları
•Sigorta ettirene yapılan ödeme sigorta ilişkisine bağlı olarak yapılan sigorta sözleşmesine dayanmalıdır.
• Sigorta ettirenin üçüncü şahısa dava açma hakkı olmalıdır.
• Sigortacının sigortalının zararını gidermiş olması gerekir. Burada sigortacının fiilen ödediği bedel esas alınacaktır.
Sınırları
• Tazminatın sınırı gerçek zarar miktarı ve sigortacının ödediği tazminat belirlemektedir.
• Sigortacı aksine bir sözleşme yok ise sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararı tazminle yükümlüdür. Bu kişilerin ihmallerinden dolayı zarar meydana gelmesi durumunda sigortacı sorumlu olacaktır ve ödediği tazminattan dolayı bu kişilere rücu hakkı da bulunmamaktadır (Yargıtay HGK 09.04.2008, E.2008/17-299, K. 2008/302).
•Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken sorumlu oldukları kişiler, kasten rizikoyu gerçekleştirmişlerse sebep olmuşlarsa, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri de geri vermez (TTK m.1429). Bu hüküm emredici niteliktedir, aykırı sigorta sözleşmeleri geçersizdir (TTK m.1452).
• Menfaat sahibi değişikliklerinde sözleşme ilişkisi sona erecektir. Aksine sözleşme yapılması mümkündür. Burada menfaat sahibi değişikliğine ilişkin devir sözleşmesinin geçerli bir devir sözleşmesi olması ve sözleşmeyi devir eden malikin sigorta ettiren malik olması gerekmektedir. Ayrıca sigortanın fiilen başlamış olması gerekir.
KASKO SİGORTASI
Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Uyarınca İncelenmesi
Kasko Sigortasının Tanımı ve Özellikleri
Kasko kelimesi, Fransızca ‘kırılma’ anlamına gelen ‘casse’ ve çarpışma anlamına gelen ‘collision’ kelimelerinin ilk hecelerinden meydana gelmektedir. İspanyolca "casco" baş, tepe anlamına gelmektedir. İlk defa deniz sigortalarında kullanılmıştır. Almanlar tarafından taşıt araçları için kullanılmış yaygınlaşmıştır.
Kasko sigortası motorlu kara taşıtlarına ait belirli rizikoları teminat altına alan, mal sigortalarına dahil olan bir tazminat sigortası türüdür.
Kasko sigortası, sigortalının karayolunda kullanabilinen motorlu, motorsuz taşıtlarından doğan menfaatlerinin çalınma, yangın, kaza gibi tehlikeler dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararları temin eder. Kasko sigortası kapsam ve içerik açısından zorunlu mali sorumluluk sigortası sigortalarından farklılık arz etmektedir. Çünkü zorunlu mali sorumluluk sigortası, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu olan bir sorumluluk sigortasıdır (KTK m.91).
Kasko sigortası, motorlu kara taşıtlarının günlük yaşantımızdaki kullanımın artmasına bağlı olarak daha fazla talep gören bir sigorta türü konumuna gelmiştir. Bugün uygulamada kasko sigortasına ek olarak ferdi kaza, ihtiyari mali mesuliyet ve koltuk sigortaları ile "Motorlu Kara Taşıt Araçları Bileşik Kasko Sigortası Poliçesi" adıyla düzenlendiği de görülmektedir.
Kasko sigortası; sigortacı, sigorta ettiren ve söz konusu kasko sigortalısından oluşur. Sigorta sözleşmesinin tarafları olan sigortacı ve sigorta ettiren/sigortalı, diğer sigorta türlerinde olduğu gibi kasko sigortasının genel şartlarından ve anlaşmaya varılan özel şartlardan (klozlar) sorumludurlar. Tarafların karşılıklı yükümlükleri, teminat kapsamı ve sigortanın başlangıç ve bitiş süreleri gibi önemli hususlar kasko sigortası poliçesinde açıkça belirtilir.
Kasko Sigortasının Konusu
Kasko sigortası genel şartlarında sigortanın konusu şu şekilde izah edilmiştir: Kasko sigortası ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır.
a) Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması,
b) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,
c) Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar,
d) Aracın yanması,
e) Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi.
Kasko sigortası uygulamasında genel şartlarda belirtilen ürün isimleri altında ve içeriklerinde teminat verilir (KTKSGK m.A.1).
Kasko Sigortası Teminatı Kapsamındaki Rizikolar
Kasko sigortası teminat kapsamındaki rizikoları genel şartlara uygun olarak, çarpma ve çarpılma, aracın yanması ve aracın çalınması şeklinde üç başlık altında incelemek mümkündür.
Çarpma ve Çarpılma
Sigortalı araçta, durma veya hareket halinde iken, sigortalının ya da aracı kullananın iradesi dışında meydana gelen dıştan ve ani etkilerin sonucu olarak sabit veya hareket halindeki bir cismin çarpması veya böyle bir cisme çarpılması, düşme, devrilme, yuvarlanma gibi kazalardan doğan hasarlar kasko sigortası kapsamındadır.
Aracın Yanması
Sigorta konusu aracın yangın, yıldırım, patlamadan kaynaklanan zararları ve bu durumlarda aracın söndürülmesi için yapılan çabalardan doğan zararlar kasko sigortası teminatı kapsamındadır.
Aracın Çalınması
Sigortalı aracın tamamının ya da aracın bütününe ait parçaların çalınması veya aracın çalınmasına teşebbüs edilmesi durumunda oluşacak hasarlar teminat kapsamında yer almaktadır.
Kasko Değer Listesi
Araç kasko değer listesi araçların kasko sigortası hesaplamasında baz alınacak olan değerin belirlenmesinde kullanılır. Araç değer listesi, Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği tarafından aylık olarak, araçların marka, model ve yıllarına göre piyasa fiyatları göz önüne alınarak hazırlanır ve yayınlanır. Sigorta şirketleri, araçlar için verdikleri kasko tekliflerinde araçların bu listedeki değerine göre fiyatlama yaparlar. Araç sahibi arzu ederse, kasko sigortası araç değerinin +/ - %10’u için de yapılabilir. Motorlu taşıtlar vergisi ödemeleri sırasında da kasko araç değer listesindeki, araç kasko değeri baz alınır. Kasko araç değer listesi, onbeş yaşına kadarki motorlu kara taşıtları için hazırlanmış olup, daha eski model ve tiplere ait motorlu taşıtların sigorta bedelleri sigortalı ile sigorta şirketi arasında mutabık kalınarak tespit edilmektedir.
Kasko değer listesi aşağıdaki şekilde 9 gruba ayrılarak, fiyatlandırma bu gruplar için yapılmaktadır.
1.Özel otomobiller tarifesi
2.Taksi ve dolmuş tarifesi
3.Minibüs tarifesi
4.Otobüs tarifesi
5.Kamyonet tarifesi
6. Yük taşımaya mahsus araçlar tarifesi
7. Tarımsal traktör ve biçerdöver tarifesi
8. Motosiklet ve triportör tarifesi
9. Römork tarifesi
Kasko Sigortasının Türleri (Ürünleri)
Genel şartların A.1. maddesinde dört çeşit kasko türü belirtilmiştir. Teminatın içeriği türlerden hangisine uyuyorsa poliçe başlığı, en az 16 punto büyüklüğünde harflerle söz konusu türün (ürün) ismini içerecektir. Poliçede bu Genel Şartlarda sigorta teminatının kapsamına ilişkin olarak belirtilen ifadeler dışında ifade kullanılamaz. Satılan ürünlerin isimlerinin verilen teminatla uyumlu olması gerekmektedir.
Bunlar: 1.Kasko
2.Dar Kasko
3.Genişletilmiş Kasko
4.Tam Kasko:
1. Kasko Sigortası
KTKSGK m.A.1.'de yer alan aracın çarpma ve çarpılma sonucu hasarlanması, aracın yanması ve aracın çalınması rizikolarının ve üçüncü kişilerin kötüniyetle ve muziplikle yaptıkları hareketlerin hepsini içeren ve tamamı için teminatın verildiği üründür.
2. Dar Kasko Sigortası
Dar kasko sigortasında ise kasko sigortasının teminat altına aldığı rizikolardan biri ya da birkaçı için teminat verilmektedir. Uygulama sigorta poliçelerinde kasko ve dar kasko sigortası şeklinde ayrıma gidilmektedir. Dar kasko sigortası teminatı motorlu kara taşıtlarının sadece yanma ve çalınma rizikolarını karşılamaktadır.
Dar kasko sigortasının kasko sigortasına nazaran daha çok tercih edildiği görülmektedir. Bunun temel nedeni dar kasko sigortasının daha az teminat vermesi nedeniyle daha düşük prim karşılığında sunulmasıdır. Ayrıca kasko sigortasının güvence altına aldığı risklerin, sigorta ettirenden bağımsız olarak meydana gelen zararları karşılaması bu sigortanın daha çok talep görmesine sağlamaktadır.
3. Genişletilmiş Kasko Sigortası
Genişletilmiş Kasko sigortası, KTKSGK m.A.1.'de yer alan aracın çarpma ve çarpılma sonucu hasarlanması, aracın yanması ve aracın çalınması rizikolarının ve üçüncü kişilerin kötüniyetle ve muziplikle yaptıkları hareketler hepsini ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek risklerden (KTKSGK m.A.4) bir kısmı için teminat altına alan kasko sigortası türüdür.
Ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek zararlar şunlardır:
1. Türkiye sınırları dışında meydana gelen zararlar,
2. Grev, Iokavt, kargaşalık ile halk hareketleri ve bunları önlemek ve etkileri azaltmak üzere yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucunda meydana gelen zararlar,
3. KTKSGK m. A.5 , 9 uncu bendinde belirtilen zararlar hariç olmak üzere, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemleri ve bu eylemlerden doğan sabotaj ile bunları önlemek ve etkilerini azaltmak amacıyla yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucunda meydana gelen zararlar,
4. Deprem, toprak kayması, fırtına, dolu, yıldırım veya yanardağ püskürmesi nedeni ile meydana gelen zararlar,
5. Sel ve su baskını ile meydana gelen zararlar,
6. Araçta sigara benzeri maddelerin teması ile meydana gelen yangın dışındaki zararlar,
7. Yetkili olmayan kişilere çektirilen araca gelen zararlar ile kurallara uygun olmadan çekilen veya çektirilen araçlara gelen zararlar.
8.Aracın sigorta kapsamına giren tam veya kısmi bir zarara uğraması nedeni ile tam hasar halinde tazminatın ödenmesine, kısmi hasar halinde hasarın giderilmesine kadar olan sürede poliçede bu korumaya ilişkin belirtilen limitle sınırlı olmak üzere kullanım ve gelir kaybından doğan zararlar,
9.Aracın, kurallara uygun bir şekilde yasal olarak taşınmasına izin verilen patlayıcı, parlayıcı ve yakıcı maddeler taşınması nedeniyle uğrayacağı zararlar,
10.Aracın iddia ve yarışlara katılması sonucu ile bunlara hazırlık denemeleri sırasında meydana gelen zararlar,
11.Araç anahtarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar,
12.Ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda kaybolan ve çalınan anahtarlar dolayısıyla aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi nedeniyle uğranılan zararlar.
13.Kemirgen ve ek sözleşmede belirtilen durumlar dahilinde diğer hayvanların vereceği zararlar, 14.Yağsızlık, susuzluk, donma, bozukluk, eskime, çürüme, paslanma ve bakımsızlık nedeniyle meydana gelen zararlar, 15.Sigorta kapsamına giren bir olaydan doğmadıkça ve böyle bir olayla sonuçlanmadıkça aracın mekanik, elektrik ve elektronik donanımında meydana gelen her türlü arızalar, kırılmalar ile lastiklerde meydana gelen zararlar. Sigorta poliçesinde sayılanlar dışında kalan ve KTKSGK'da teminat dışında kalan zararlar arasında düzenlenmeyen rizikolar için de ek sözleşme ile teminat sağlanabilecektir. ,
4. Tam Kasko Sigortası
Tam kasko sigortasında, KTKSGK m.A.1.'de yer alan aracın çarpma ve çarpılma sonucu hasarlanması, aracın yanması ve aracın çalınması rizikolarının ve üçüncü kişilerin kötüniyetle ve muziplikle yaptıkları hareketler hepsini ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek risklerden (KTKSGK m.A.4) tamamı için teminat altına alan kasko sigortası türüdür.
Sigortanın Kapsamı
KTKSGK m.A.3'e göre poliçede belirtilen araç ve aracın üzerine fabrika çıkışında standart donanım olarak monte edilmiş her türlü ses, iletişim ve görüntü cihazları ile poliçede belirtilmeleri şartıyla araçta standardının dışında yer alan, fabrika çıkışında veya sonradan ilave edilmiş aksesuarlar sigorta kapsamı içindedir. Gene genel şartların A.4. maddesine göre ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek zararlar düzenlenmiştir. Sigortacı kasko sigortası satın almak isteyenleri sigortanın kapsamı hakkında bilgilendirmeli, ek sözleşmeyle teminat altına alınabilecek zararlardan bahsetmelidir.
TTK m.1423'te sigortacının aydınlatma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.
Aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir. Hazine Müsteşarlığı, çeşitli ülkelerin ve özellikle Avrupa Birliğinin düzenlemelerini dikkate alarak, tüketiciyi aydınlatma açıklamasının şeklini ve içeriğini belirler. Bu hükümler sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez (TTK m.1452).
Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik'in m.5'te düzenlenmiştir. KTKSGK m.A.5.'e göre teminat dışında kalan zararlar şunlardır:
1.Savaş, her türlü savaş olayları, istila, yabancı düşman hareketleri, çarpışma (Savaş ilan edilmiş olsun olmasın), iç savaş, ihtilal, isyan, ayaklanma ve bunların gerektirdiği inzibati ve askeri hareketler nedeniyle meydana gelen zararlar,
2.Herhangi bir nükleer yakıttan veya nükleer yakıtın yanması sonucu nükleer atıklardan veya bunlara atfedilen nedenlerden meydana gelen iyonlayıcı radyasyonların veya radyo-aktivite bulaşmaları ve bunların gerektirdiği askeri ve inzibati tedbirlerin neden olduğu bütün zararlar (Bu bentte geçen yanma deyimi kendi kendini idame ettiren herhangi bir nükleer ayrışım olayını da kapsayacaktır),
3.Kamu otoritesi tarafından çekilme hali hariç araçta yapılacak tasarruflar nedeniyle meydana gelen zararlar,
4.Poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
6.Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar.
TTK m.1429'a göre sadece sigorta ettirenden kaynaklanan zararlar haricinde sigortadan faydalanan kimse veya eylemlerinden hukuken sorumlu oldukları kimselerin kusurlu davranışlarından doğan ve araçta meydana gelen hasarı karşılamakla sigortacı yükümlüdür. Eğer bu kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez.
KTKSGK ile teminat dışında kalan hallerde bu kişilerin kasten verdiği zararlar ve bunun yanı sıra birlikte yaşadığı kişilerin aracı kaçırması veya çalması durumunda sigortacının sorumlu olmayacağı yer almıştır. TTK'da ise bu kişileri kusurlarıyla verdikleri zararlardan da sigortacının sorumlu olacağı ancak kasıtlı olarak zarar verilmişse sigortacının tazminat borcundan kurtulacağı, aldığı primleri de geri vermek zorunda olmadığı düzenlenmiştir. Sigortanın Kapsamı
7.Aracın bir hasar veya arıza nedeniyle zorunlu olarak taşınması veya çekilmesi nedeniyle meydana gelen teminat kapsamındaki zararlar hariç olmak üzere, aracın kendi gücü ile girip çıkacağı ruhsatlı sefer yapan gemiler ve trenler dışında, kara, deniz, nehir ve havada taşınması sırasında uğrayacağı zararlar,
8.Aracın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşıması sırasında meydana gelen ve münhasıran aracın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanan zararlar,
9. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen terör eylemleri ve bu eylemlerden doğan sabotaj sonucunda oluşan veya bu eylemleri önlemek ve etkilerini azaltmak amacıyla yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucu meydana gelen biyolojik ve/veya kimyasal kirlenme, bulaşma veya zehirlenmeler nedeniyle oluşacak bütün zararlar.
10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 4 ve 5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması.
Muafiyet
KTKSGK m.A.6'ya göre sigorta poliçesinde, tespit olunan bir miktara veya hasar ile sigorta bedelinin belli bir oranına kadar olan zararın sigortacı tarafından tazmin edilmeyeceği muafiyet olarak kararlaştırılabilir. Bu şekilde belirlenen muafiyetler en az 14 punto büyüklüğünde harflerle poliçeye yazılır. Bu durumda eksik sigorta hükümleri uygulamayacaktır.
Sigortacılık uygulamalarında iki tür muafiyet klozuna rastlanılmaktadır.
1. Entegral muafiyet: Sigortalı ve sigortacı tarafından mutabık kalınan bir meblağın veya sigorta bedelinin belirlenmiş bir oranının altında kalan hasarlar, tamamen sigortalı tarafından üstlenilmekte, ancak hasar miktarı, belirlenmiş muafiyet meblağını veya oranını aştığı taktirde, hasarın tamamı kesintisiz olarak sigortacı tarafından karşılanmaktadır.
2. Tenzili Muafiyet: Yaygın olarak uygulanan muafiyet şeklidir. Sigorta dönemi içinde meydana gelen her bir hasarın belli bir kısmının sigortalı tarafından üstlenilmesidir. Buna göre meydana gelen hasar miktarından, sigorta bedelinin belirlenmiş bir yüzdesi veya belli bir meblağ olarak belirlenen muafiyet miktarı, hasardan tenzil edilerek kalan kısmının sigortalıya ödenmesi şeklidir.
Muafiyet hasar sonucunda sigortalının hasara katılım payını gösterir. Hasar tazminatı hesaplanırken, poliçede yazılı muafiyet oranına göre hesaplanan tutar sigorta şirketi tarafından ödenmez.
Muafiyetli poliçe düzenlenmesindeki amaç, sigortalının karşılaştığı küçük hasarların tazminatlarını kendisinin üstlenmesi, buna karşılık poliçe priminin düşmesi sağlanarak meydana gelen zararlara sigortalının da katılımını sağlamak suretiyle dikkat ve özenin arttırılmasıdır.
Muafiyet oranı belirlenirken taraflar karşılıklı olarak muafiyetin ne şekilde olacağına karar verirler. Sigorta bedeli üzerinden belli bir oran ya da belirlenen bir para bedeli ödenecek tazminattan muaf tutulur. Kararlaştırılan muafiyet mutlaka poliçeye yazılır.
Eksik sigortada, sigorta bedeli sigorta değerinden düşük olarak yapılmaktadır. Burada ise sigorta bedeli eksik olmamasına rağmen sigortacı lehine muafiyet yaratılmıştır (TTK .1462).
Kasko Sigortasının Coğrafi Sınırı
KTKSGK m.A.2 ' ye göre, kasko sigortası Türkiye sınırları içinde geçerli olarak kabul edilebilir. Motorlu veya motorsuz taşıtların yurt dışına da çıkmaları söz konusu olabileceğinden genel şartlarda tıpkı rizikoları saymak suretiyle sigortanın kapsamının belirtilmesi gibi bu madde ile de teminatın yalnızca Türkiye sınırları içerisinde geçerli olduğu belirtilmektedir. Ancak yıllık primin belirli yüzdeleri oranında ek prim alınarak kasko sigortaları yurt dışında da geçerli hale getirilebilir (KTKSGK m.A.1./ 4.1.)
Primin miktarı da yurt dışında kalacağı süre ile ilgilidir. Uygulamada kasko sigortasında yer itibariyle farklılık gösteren diğer bir durumda iş araçları açısından ortaya çıkmaktadır. Sigorta konusunu teşkil eden iş aracı şantiye içerinde ya da inşaat alanında zarar görürse meydana gelen bu zarar kasko sigortası kapsamına girmemektedir. Meydana gelen zarar iş makinelerinin taşıdığı rizikolara ait ayrı bir sigorta teminatıdır ve uygulamada "Makine Kırılması Sigortası" olarak kullanılmaktadır.
Sigortanın Başlangıcı ve Sonu
Sigorta sözleşmelerinde sigortacının sorumluluğunun başlama süresi genellikle belirtilir. KTKSGK m.A.8' e göre poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00’de başlar ve öğleyin saat 12.00’de sona ermektedir. TTK m.1410 ' göre, süre sözleşmeyle kararlaştırılmamış ise, taraf iradeleri, yerel teamül ile hal ve şartlar göz önünde bulundurularak, mahkemece belirlenir.
Sigorta sözleşmesini belirlenmesi hususunda TTK öncelikle tarafların iradelerine bırakmıştır. Eğer taraflar bir süre kararlaştırmamışlarsa yerel teamül, hal ve şartlara göre mahkemece belirlenecektir. KTKSGK ise sözleşme ile bir tarih karalaştırılacağını ifade etmiştir ve eğer sözleşmede aksine hüküm yok ise başlangıç saati olarak Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00 ve sona erme saati olarak da öğleyin saat 12.00'yi kabul etmiştir.
Ancak bu maddede belirtilen sigortacının sorumluluğunun başlaması için TTK.1421 ’ e göre aksine sözleşme yoksa primin veya ilk taksitinin ödenmiş olması gerekmektedir. Sigortanın şekli süresi sigortacının şartları kabul eden sigorta ettirene vardığı anda başlar ve tarafların sözleşmeden doğan bütün yükümlülüklerini yerine getirmesiyle sona erer. Sigorta sözleşmesine bağlı olarak prim borcunun devam ettiği ve primin ilk taksitinin ödenmesiyle başlayan süreye “sigortanın teknik süresi” veya “maddi olarak sigortanın başlangıcı” denilmektedir. Bu süre sözleşme şartlarına uyulmaması ya da şartlarda meydana gelen bir değişiklik nedeniyle sözleşmenin feshedilmesiyle daha erken sonlanabilir.
Sigorta Priminin Ödenmesi, Sigortacının Sorumluluğunun Başlaması ve Sigorta Ettirenin Temerrüdü
TTK m.1430 gereğince, sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir. Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. Sigorta ettiren, sigortacının sorumluluğu başlamadan önce, kararlaştırılmış primin yarısını ödeyerek sözleşmeden cayabilir. Sözleşmeden kısmi cayma halinde, sigorta ettirenin ödemekle yükümlü olduğu prim, cayılan kısma ilişkin primin yarısı kadardır. Bu hükümler sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez (TTK m.1452). Sigorta primi nakden ödenmesi gerekir. İlk taksitin nakden ödenmesi şartıyla, sonraki primler için kambiyo senedi verilebilir; bu halde, ödeme kambiyo senedinin tahsili ile gerçekleşecektir. Bu hükme aykırı sözleşme şartları geçersizdir (TTK m.1452).
TTK m.1431'e göre, sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitinin sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Karada ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda sigorta primi, poliçe henüz düzenlenmemiş olsa bile, sözleşmenin yapıldığı anda ödenmesi gerekir. İlk taksitten sonra izleyen diğer taksitlerin ödeme zamanı, miktarı ve priminin vadesinde ödenmemesinin sonuçları poliçe ile birlikte yazılı olarak sigorta ettirene bildirilir veya bu şartlar poliçe üzerine yazılması gerekmektedir. Bu hükümler sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez (TTK m.1452). Sigorta priminin taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığı hallerde, riziko gerçekleşince zaman ödenecek tazminata veya bedele ilişkin primlerin tümü muaccel hale gelir.
Başkası lehine yapılan sigortada, prim borcu için sigorta ettirenin aleyhine yapılan takip semeresiz kalmışsa, zarar sigortalarında sigortalı, can sigortalarında lehtar, bu durumun sigortacı tarafından kendilerine bildirilmesi halinde, primi ödemeyi üstlenirlerse sözleşme bu kişilerle devam eder; aksi halde, sigortacı sigorta ettirene karşı sahip olduğu hakları kullanır. Bu hüküm sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez (TTK m.1452). Sigortacı prim alacağını, 1480 inci madde hükmü saklı kalmak üzere ödenecek tazminattan veya bedelden düşebilir. Bu halde, Türk Borçlar Kanununun 129 uncu maddesi hükmü sigorta sözleşmeleri hakkında uygulanmaz.
Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hallerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Primin ödenmemesi poliçenin verilmemesi sigortacının kusurundan kaynaklanmış ise meydana gelen zarardan sigortacı sorumludur (TTK m.1424).
TTK 1431 inci maddeye uygun olarak istenilen sigorta primini ödemeyen sigorta ettiren temerrüde düşer. İlk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden vadeden itibaren üç ay içinde cayabilir. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması halinde, sözleşmeden cayılma anlamına gelmektedir.
Taksitler halinde ödenmesi kararlaştırılan primlerden herhangi biri zamanında ödenmez ise, sigortacı sigorta ettirene noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla on gün içinde borcunu yerine getirmesini aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar etmesi gerekmektedir. Belirtilen sürenin bitiminde borç ödenmemiş ise sigorta sözleşmesi feshedilmiş olur. Sözleşmenin sona ermesi için ayrıca bir fesih beyanında bulunulması gerekmemektedir (TTK m.1434).
Bir sigorta dönemi prim kısa zaman dilimlerine göre hesaplanmadığı sürece bir yıldır (TTK m.1411). Bir sigorta dönemi içinde sigorta ettirene eğer iki defa ihtar gönderilmişse sigortacı, sigorta döneminin sonunda hüküm doğurmak üzere sözleşmeyi feshedebilir (Can sigortalarında indirime ilişkin hükümler saklıdır.) (TTK m.1434/4). TTK m.1434 hükümleri, sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez (TTK m.1452).
Sigorta primi, sözleşmede gösterilen sigorta ettirenin adresinde ödenir. Sözleşmede başka bir ödeme yeri gösterilmiş olmasına rağmen, sigorta primleri fiilen sigorta ettirenin gösterdiği adreste ödene gelmekteyse bu ödeme yerine ilişkin söz konusu şart yok sayılacaktır (TTK m.1432).
KTKSGK m.C.' de "Çeşitli Hükümler" başlığında Sigorta Priminin Ödenmesi, Sigortacının Sorumluluğunun Başlaması ve Sigorta Ettirenin Temerrüdü düzenlenmiştir. Buna göre; sigorta priminin tamamının, primin taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa peşinatın (ilk taksit) akit yapılır yapılmaz ve en geç poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Aksi kararlaştırılmadıkça, prim veya peşinat ödenmediği takdirde poliçe teslim edilmiş olsa dahi sigortacının sorumluluğu başlamaz ve bu husus poliçenin ön yüzüne yazılır. Primin taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa peşinatı izleyen taksitlerin ödeme zamanı ve ödememenin sonuçları poliçe üzerine yazılır. Sigorta ettiren kimse, sigorta primini veya primin taksitle ödenmesi kararlaştırıldığı takdirde peşinatını veya peşinatı izleyen taksitleri zamanında ödemediği takdirde ilgili mevzuatın temerrüt ile ilgili hükümleri uygulanacaktır.
Sigortacı temerrüt halinde ilgili mevzuat kapsamında sahip olduğu haklardan hangisini kullanacağını poliçede belirtir. Prim ödenmemiş olmasına rağmen poliçenin teslimi ile sigortacının mesuliyetinin başlayacağının kararlaştırıldığı hallerde sigortacının sorumluluğu poliçenin tesliminden itibaren 15 gün süre ile devam eder. Sigorta priminin taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığı hâllerde, aksine sözleşme yoksa riziko gerçekleşince, ödenecek tazminata ilişkin primlerin tümü muaccel olur. Bu madde uyarınca sigorta sözleşmesinin feshedildiği hallerde, sigortacının sorumluluğunun devam ettiği süreye tekabül eden prim, gün esası üzerinden hesap edilerek fazlası sigorta ettirene iade edilir.
Sigorta Priminin Ödenmesi, Sigortacının Sorumluluğunun Başlaması ve Sigorta Ettirenin Temerrüdü
TTK, KTKSGK'ya göre primin ödenmesi, ödeme zamanı, ödeme şekli, prim ödeme yeri, prim ödemede temerrüdün ilk taksit veya primin tamamı ve müteakip taksitlerde olmak üzere ayrıntılı düzenlemelerde bulunmuştur. Hükümler birbirleriyle paralellik arz etmektedir.
KTKSGK, sigortacı temerrüt halinde ilgili mevzuat kapsamında sahip olduğu haklardan hangisini kullanacağını poliçede belirtmesi gerektiğini, prim ödenmemiş olmasına rağmen poliçenin teslimi ile sigortacının mesuliyetinin başlayacağının kararlaştırıldığı hallerde sigortacının sorumluluğu poliçenin tesliminden itibaren 15 gün süre ile devam edeceğini, sigorta priminin taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığı hâllerde de, aksine sözleşme yoksa riziko gerçekleşince, ödenecek tazminata ilişkin primlerin tümü muaccel olacağını düzenlemiştir. Bu madde uyarınca sigorta sözleşmesinin feshedildiği hallerde, sigortacının sorumluluğunun devam ettiği süreye tekabül eden prim, gün esası üzerinden hesap edilerek fazlası sigorta ettirene iade edileceği yer almaktadır.
TTK'da sadece kara ve denizde eşya taşıma sigortalarından sorumluluğun sözleşmenin yapılması ile başlayacağı düzenlenmiştir. Bu yönüyle KTKSGK farklılık arz etmektedir.
Hasar ve Tazminat
KTKSGK m.8'de rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalı, sigorta ettiren ve sigortacının yükümlülükleri düzenlenmiştir.
Sigorta sözleşmesinin kurulmasından başlayarak ifa aşamasına kadar rizikonun prime uygun olması gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için rizikonun sigortacı tarafından doğru olarak saptanması gerekmektedir. Kanun koyucu bu dengeyi sağlamak için bazı yükümlülükler getirmiştir. Sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünün bir sonucu olarak sözleşme yapılması sırasında, sözleşme süresi içinde ve riziko gerçekleştiğinde bildirim yükümlülüğü yer almaktadır.
Gerek KTKSGK'da gerekse TTK'da bu konuyu üç başlık halinde düzenlemiştir.
Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü
KTKSGK m.C.2 "Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü " başlığında düzenlemiştir. Anılan genel şartın maddesine göre; sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilecek ve sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılacaktır.
Sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötü niyetle saklamış olsun.
Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı bu durumu öğrenmesinden itibaren onbeş gün içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez. Ancak, bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir hususun ya da olgunun gerçek durumu sigortacı tarafından biliniyorsa, sigortacı beyan yükümlülüğünün ihlal edilmiş olduğunu ileri sürerek sözleşmeden cayamaz. İspat yükü sigorta ettirene aittir.
Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin ihmali kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.
Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü
Sigortacı, cayma hakkının kullanılmasından açıkça veya zımnen vazgeçmişse veya caymaya yol açan ihlale kendisi sebebiyet vermişse ya da sorularından bazıları cevapsız bırakıldığı hâlde sözleşmeyi yapmışsa sözleşmeden cayamaz.
Cayma hâlinde, sigorta ettiren kasıtlı ise, sigortacı rizikoyu taşıdığı süreye ait primlere hak kazanır.
TTK m.1435'te bu yükümlülük ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu yükümlülük ile sigorta sözleşmesi koşulları belirlenmesi ve sigortacının rizikonun ağırlığına göre sözleşmeyi yapması veya yapmaması, yapması durumunda da prim miktarını belirlemesinde önem taşımaktadır. Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü
Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olarak kabul edilmiştir. "Önemli husus" tanımı da gene aynı madde yapılmıştır. Buna göre, sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise önemli kabul edilecektir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılacaktır. Böylece sigortacının sorduğu hususların önemli olduğu karinesi varsayılacaktır.
Sigortacının sigorta ettirene cevaplaması için sorular içeren bir liste vermesi durumunda sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin, sigorta ettiren önemli bir hususu kötüniyetle saklaması durumu hariç olmak üzere sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemeyeceği düzenlenmiştir. Sigortacı, liste dışında öğrenmek istediği hususlar varsa bunlar hakkında da soru sorabilir. Söz konusu soruların da yazılı ve açık olması gerekir. Sigorta ettiren bu soruları cevaplamakla yükümlüdür (TTK m.1436).
Beyan yükümlülüğün aykırı davranılmasına yaptırım olarak cayma ve prim farkı kabul edilmiştir. TTK m. 1439 gereğince rizikonun gerçekleşmesinden önce ve sonrası için hakkın kullanılması farklı olarak düzenlenmiştir.
Riziko Gerçekleşmesinden Önce: Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, yükümlülüğün ihlal edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. Sigorta ettiren, istenilen prim farkının on gün içinde kabul etmemesi halinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmeyecektir (TTK m.1439/1).
Rizikonun gerçekleşmesinden sonra: sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte arz ediyorsa, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılacaktır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesine varıyorsa beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı da varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkacaktır. Bağlantı yok ise, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.
İlliyet bağı (bağlantı), tazminat ve bedel ödemelerinde, bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir husus ile rizikonun gerçekleşmesi arasındaki bağlantı, 1439 uncu maddede öngörülen kurallar uyarınca dikkate alınacaktır (TTK m.1437).
Cayma sigorta ettirene bir beyanla yöneltilmesi gerekmektedir. Cayma, sigortacının bildirim yükümlülüğünün ihlal edilmiş olduğunu öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde sigorta ettirene bildirilir (TTK m.1440). Eğer sigorta ettiren de tacir ise TTK m.18 gereğince bu şekil şartlarına uygun yapılmalıdır. Ancak bu şekle ilişkin şart bir ispat şartıdır.
Sigorta ettiren bildirilmeyen veya yanlış bildirilen beyanlar sigortacı tarafından biliniyorsa sözleşmeden cayılamayacaktır. İspat yükü sigorta ettirene aittir (TTK1438).
Bazı durumlarda ise cayma hakkı düşecek, kullanılamayacaktır. Bunlar şunlardır:
a) Cayma hakkının kullanılmasından açıkça veya zımnen vazgeçilmişse,
b) Caymaya yol açan ihlale sigortacı sebebiyet vermişse,
c) Sigortacı, sorularından bazıları cevapsız bırakıldığı halde sözleşmeyi yapmışsa (TTK m.1442).
Beyan yükümlülüğüne ilişkin tüm bu hükümler emredici niteliktedir ve , sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez (TTK m.1452).
Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü
TTK ve KTKSGK ilgili maddeler gereğince beyan ve liste usulü veya ikisi usul birden uygulanmasını kabul etmiştir. Hükümler birbirine paralellik göstermektedir. Cayma için öngörülen süreler ve sözleşme yapıldığı sırada beyan yükümlülüğüne aykırılık rizikonun gerçekleşmesinden önce ve sonra olmak üzere hüküm altına alınmıştır. KTKSGK'da ilgili madde başlığı "Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü" olarak düzenlemiştir. TTK ise anılan maddelerde sadece sigorta ettiren deyimini kullanmıştır ve bu maddeler emredicidir.
Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sigorta Süresi İçinde İhbar Yükümlülüğü ve Sonuçları
KTKSGK m.C.3 gereği, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu ağırlaştırarak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamaz.
Sigorta ettiren veya onun izniyle başkası, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artırıcı veya mevcut durumu ağırlaştırıcı işlemlerde bulunursa yahut sözleşme yapılırken açıkça riziko ağırlaşması olarak kabul edilmiş bulunan hususlardan biri gerçekleşirse derhâl; bu işlemler bilgisi dışında yapılmışsa, bu hususu öğrendiği tarihten itibaren en geç on gün içinde durumu sigortacıya bildirir.
Sigortacı sözleşmenin süresi içinde, rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaşması ihtimalini ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir veya prim farkı isteyebilir. Farkın on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme feshedilmiş sayılır. Ancak, rizikonun artmasına, sigortacının menfaatiyle ilişkili bir husus ya da sigortacının sorumlu olduğu bir olay veya insanî bir görevin yerine getirilmesi sebep olmuş ise bu paragraf uygulanmaz.
Rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta ettirenin ihmali belirlendiği ve değişikliklere ilişkin beyan yükümlülüğünün ihlal edildiğinin saptandığı takdirde, söz konusu ihlal tazminat miktarına ya da rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre, tazminattan indirim yapılır.
Sigorta ettirenin kastı hâlinde ise meydana gelen değişiklik ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacı sözleşmeyi feshedebilir; bu durumda sigorta tazminatı bedeli ödenmez. Bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını öder.
Sigortacı, rizikonun gerçekleşmesinden önce, sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünü kasıtlı olarak ihlal ettiğini öğrenince, bu maddeye göre sözleşmeyi feshetse bile, değişikliğin meydana geldiği sigorta dönemine ait prime hak kazanır.
Sigortacıya tanınan feshin bildirim süresi veya feshin hüküm ifade etmesi için verilen süre içinde, yapılan değişiklikle bağlantılı olarak rizikonun gerçekleşmesi hâlinde, sigorta tazminatı veya bedeli ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oran dikkate alınarak hesaplanır.
Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sigorta Süresi İçinde İhbar Yükümlülüğü ve Sonuçları
TTK m. 1444'e göre, sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu ağırlaştırarak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamaz. Sigorta ettiren veya onun izniyle başkası, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artırıcı veya mevcut durumu ağırlaştırıcı işlemlerde bulunursa yahut sözleşme yapılırken açıkça riziko ağırlaşması olarak kabul edilmiş bulunan hususlardan biri gerçekleşirse derhal; bu işlemler bilgisi dışında yapılmışsa, bu hususu öğrendiği tarihten itibaren en geç on gün içinde durumu sigortacıya bildirir.
Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Sigorta Süresi İçinde İhbar Yükümlülüğü ve Sonuçları
Sigortacının hakları ise m.1445'te düzenlenmiştir. İlgili madde hükmüne göre:
Sigortacı sözleşmenin süresi içinde, rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaşması ihtimalini ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir veya prim farkı isteyebilir. Farkın on gün içinde kabul edilmemesi halinde sözleşme feshedilmiş sayılır. Değişikliklerin yapılmasından önceki duruma dönüldüğü takdirde fesih hakkı kullanılamayacaktır.
Süresinde kullanılmayan fesih ve prim farkını isteme hakkı kullanılamaz. Rizikonun artmasına, sigortacının menfaati ile ilişkili bir husus, sigortacının sorumlu olduğu bir olay veya insani bir görevin yerine getirilmesi ve hayat sigortalarında da sigortalının sağlık durumunda meydana gelen değişiklikler sebep olmuşsa, birinci ila üçüncü fıkra hükümleri uygulanma alanı bulmayacaktır.
Rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta ettirenin ihmali belirlendiği ve değişikliklere ilişkin beyan yükümlülüğünün ihlal edildiği saptandığı takdirde, söz konusu ihlal tazminat miktarına veya bedele ya da rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre, tazminattan veya bedelden indirim yapılır.
Sigorta ettirenin kastı halinde ise meydana gelen değişiklik ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacı sözleşmeyi feshedebilir; bu durumda sigorta tazminatı veya bedeli ödenmeyecektir. Bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.
Sigortacı, rizikonun gerçekleşmesinden önce sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünü kasıtlı olarak ihlal ettiğini öğrenince, birinci fıkraya göre sözleşmeyi feshetse bile, değişikliğin meydana geldiği sigorta dönemine ait prime hak kazanır.
Sigortacıya tanınan feshin bildirim süresi veya feshin hüküm ifade etmesi için verilen süre içinde, yapılan değişiklikle bağlantılı olarak rizikonun gerçekleşmesi halinde, sigorta tazminatı veya bedeli ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oran dikkate alınarak hesaplanır.
Sigorta hukuku kapsamlı bir alan ve uzmanlık gerektirdiği için yapacağınız hata ve kaçıracağınız süreler hak kayıplarına uğramanıza sebep olabilir. Bu nedenle bu alanda uzman bir avukat ile anlaşmanız her zaman yararınıza olacaktır. Mersin Avukat Recep Sarıkurt Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak sigorta kanununa tabi her türlü işleminizde siz değerli müvekkillerin yanındayız. Gerekli özen ve titizlilikle vekalet görevini yerine getirmekte, siz değerli müvekkiller için azami hukuki yarar sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Mersin ve Adana başta olmak üzere gelişen teknoloji ile Türkiye’nin her yerine hukuki yardım sağlamaktayız.
